TDK, son zamanlarda tartışmalar yaratan ve sosyal medyada “Ya öyle değil o, onu öyle dersek bazılarımızı öbürsüleştirmiş oluruz.” diyerek bazı kelimelerin anlamlarının değişmesi için online online kampanyalara katılmamıza neden olan Türk Dil Kurumu’muz.
İçerik hakkında bir sürü şey söyleniyor. Mail’lerde “Şu tasarımın içeriğinde şunu değiştirelim. Sevgiler.”, “Sosyal medya içerikleriniz biraz şey…” gibi ifadelerle canımız içerik, hepimizin diline dolandı durdu. Biz de TDK acaba içerik hakkında nasıl açıklamalarda bulunmuş diye merak ettik ve çok mantıklı bir harekette bulunarak TDK’nin sitesine tıkladık.
Şimdi TDK’nın içerik hakkında söylediklerini (yazdıklarını demeliydik, TDK bizimle hiç konuşmaz) kopyalayıp yapıştıracağız, sonra da her biri için Contentus yorumlarımızı sıralayacağız. Bu arada TDK’yle farklı fikirlerde değiliz, bir didişme olmayacak bu yazıda. Biz de kendi dilimizce ve örneklerimizle TDK’ye eşlik edeceğiz gibi düşünün. (Düşünemedi.)
TDK:1. Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf: Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir.
Biz, Contentus: Tabii TDK zaten birkaç anlamı da gösteriyor bize ki bu, en geniş anlamlısı. “Bir şeyin içinde bulunanların bütünü” çok KOCAMAN, delicesine kapsamlı bir durum çünkü. Biz bunu daha çok şöyle yorumluyoruz: Her şeyiyle dolu dolu olan şey. Bu içerik. “İyi kötü dolu” değil, “Hep iyi dolu dolu” olan da iyi içerik. Mesela “güzel ama aptal” dediğimiz kadın ve erkek insanlarımıza duyduğumuz sinir ya da onlarla ilgili yaşadığımız hayal kırıklığını, afili bir site içinde yer alan boş ya da kötü içerikli bir blog gördüğümüzde de yaşarız. Ya da e-ticaret sitelerindeki ürünlerin özellikleri/faydaları ile ilgili bilgilere ulaşamadığımızda da. Site, ürün, proje cazip gibi ama işin iç yüzüne bakınca hiç güzel değil. İşte onlar gibi.
TDK: 2. Sözlü veya yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü.
Biz, Contentus: Bu konu mühim.Burada, derdin neyse onu uzatmadan, lafı dolandırmadan söyle diyor TDK. Bizce de öyle TDK. Reklam, doğası gereği vurucu olmak zorundadır ve yazılı ya da görsel içerikler insanları sıkmadan, onları en kısa sürede ve can evinden vurmalıdır. Daha çok sloganlar için elzem bir konu gibi görünebilir bu ama bir blog yazısında da lafı uzatmanın anlamı yok. Konuya, ürüne, projeye, formata göre değişebilir blog yazılarının uzunluğu mesela. İki dirhem özelliği olan bir ürün yazısı yazarken 450 kelimeyi tamamlamak için didinmenin bir anlamı yok örneğin. Gerçek SEO bu değil. Bir de tabii, azı özde en bütün haliyle söylemek mesele. Duygu ve imgeler kısmı için de yaratmak istediğimiz algıdan bahsediyor diye yorumluyoruz. İşimize öyle geliyor, işimiz bu çünkü.
TDK: 3. Bir kelimenin veya kavramın anlamı.
Biz, Contentus: Anlıyoruz, biz de aynı fikirdeyiz.Bir şey anlatıyorsak anlamlı olsun ya da anlamı olan bir şeyden bahsedelim lütfen.
TDK: 4. ruh b. Herhangi bir ruhsal süreç veya düşünsel işlevi oluşturan ögelerin bütünü.
Biz, Contentus: Yazdığınız, yazdığımız, yazdıkları metinler SEO uyumlu olacak diye teknik teknik, anahtar kelimeli anahtar kelimeli, tatsız, tutsuz ve ruhsuz olmasın yani. Değinmiştik.
TDK: 5. sf. man. Bir cümle veya yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni.
Biz, Contentus: Hah, şimdi anlat ama bunun bir üslubu, bir zeka pırıltısı, bir tatlı göndermesi olsun. Bahsedilen ürün/proje/hikaye/kampanya/marka her ne ise, onunla ilgili farklı şeyleri ve söylenmesi istenen başka özellikleri de kapsasın ya da onlara selam çaksın. (Ayşe Hatun Önal bizi yalnız bırakır mısın lütfen, bir şey yazıyoruz.) Algıda bir tetikleme yaratsın. Tetikleme önemli. Vurmak için. Okuyucuyu can evinden.
Çok şey mi istiyoruz? Siz isterseniz bizden isteyin, biz böyle yapıyoruz zaten.