Sandığınızdan daha zor bir iş içerik yazarlığı ama işi geçelim, karakter olarak hayal ettiğinizin çok ötesinde bulunduğumuz bir gerçek. Sürekli üreten bir beynin, karakterin yaşam tarzına yaptığı değişikliklerden bahsedeceğiz. Örneğin Seda Sayan’ın “Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer” lafına çok güldük zamanında. Çünkü her gülmemizin altında takdir yatar. Takdiri hak etmeyen şey, komik değildir. Seda Sayan’ın cümle kurmadaki kuralsızlığını severiz. Çünkü acımasız olmak ve dobra olmak bir içerik yazarını ayakta tutan etmenlerdir.
Mesela Lightning Dust grubu Reckless and Wild şarkısını içerik yazarları için yazmış olabilir. Dünya ayaklarımızın altında dönerken ellerimiz, kelimeleri mikser gücünde çevirmektedir. Yaşadığımız her an çalışmaya devam eder, nefes almaktan daha çok düşünmeye önem veririz.
Reckless and wild
Yaratıcı bir içerik stratejisi için, stratejinizin başrolünde yerini alan içerik yazarının acımasız ve kural dışı bir karakter olması gerekiyor. Sıradan her işareti taşıyan ama bilincinin altı üstüne getirilmiş, dağınık bir oda gibi hissedilmesi gerekiyor. Bizler de sabah kahvesiz güne başlayamayan, evlerinde televizyon bulunan, müzik dinlemekten hoşlanan, ortada yaşayan, arada kalmışlığı iliklerine kadar hisseden, kimseden farkı bulunmadan, herkesin dışında duran yazarlarız. Stratejilerin başarıya ulaşmasını sağlayan özelliğimiz; karakter oyukluğunun hissedilmeden, gizemini koruyarak, onulmaz bir hafızayla adımlarımızı atmamızdır. Güne başlamak sizin için ne demekse bizim için de o ama günü başlatan her adımın algısını derinden hissediyoruz.
En önemlisi bir içerik yazarı, oturduğu yerden herkesin onu anlamasını bekleme hatasına düşmez. Yıktığı tüm kuralların ve cümlelere indirdiği acımasız darbelerin dışında kendini pek belli etmez. Karşıdan bakıldığında “Sizin büyük çaresizliğiniz” denilebilecek şeyleri, içerik yazarları “Bizim büyük yeteneklerimiz” olarak çoktan benimsemiş ve bu duygu ile en az on üç metrobüs seferi uzunluğunda yol gidip gelmiştir. Kısaca bir içerik yazarına, yazdığı kitap okutulmamalıdır.
“Kalem bir kazı aletidir. Bir gömü gibi kazırsın kendini ve çektirdiğin dişlerin dışında tastamam duran iskeletine ulaştığın zaman anlarsın: evrenin sonu vardır, insanın sonu vardır. bu dünyada her şey hep aynıdır ve bunu bilmek ölesiye sıkıcıdır.”
Barış Bıçakçı / Veciz Sözler