Influencer, sosyal medya aracılığıyla kitleleri etkileyerek onların karar alma sürecinde rol sahibi olan kişilere deniyor. Dijital dünyada hepimizin aşina olduğu bu kavram, aslında “TV yıldızı” kavramının internetteki versiyonu olarak ele alınabilir. 70’li yıllarda büyük şehre yıldız olmaya giden gençlerin, o kadar yolu tepmesine gerek kalmadı yani. Bir Youtube kanalı ya da bir Instagram profili yeter. Yetmez mi yoksa? 2018 yılında influencer marketing nereye gidiyor, içerik dünyasında yerleri nedir diye merak ediyorsanız, global bilgiler ışığında influencer marketing dosyasını bizimle beraber incelemeye hazır olun.
Influencer Marketing: Hatırlı Pazarlama
Öncelikle “influencer marketing?”… Yakışıyor mu bir içerik ajansına bu kalıbı kullanmak? Türkçeye “hatırlı pazarlama” olarak geçen bu kavram, sektörel dilde orijinal ismiyle kullanılıyor. Biz de bu nedenle, influencer marketing demeye devam edeceğiz kusura bakmazsanız. Influencer marketing, basitçe influencer dediğimiz kişilerin tavsiyeleri üzerine kurulmuş bir pazarlama yöntemi. Örneğin Paris Hilton, herhangi bir kozmetik ürünüyle ilgili sosyal medyadan bir paylaşım yaptığında, milyonlarca insan bu üründen haberdar oluyor. Paris Hilton’u idol olarak gören kişiler de koşa koşa bu ürünü almaya gidiyor. İşte size influencer marketing.
Kemal Sunal’ın “100 Numaralı Adam” isimli filmini bir çoğumuz izlemiştir. O film, dolaylı olarak influencer marketing hakkındaydı diyebiliriz. Pazarlamada ünlü isimleri kullanmak çok eski, influencer marketing ise yeni sayılabilecek bir kavram. Çünkü dijital pazarlamanın gücünü, gün geçtikçe daha iyi anıyoruz. Bu bağlamda sektör, yeni kavramlar ve tekniklerle gelişiyor.
Bütçeler Büyüyor, Pazar Genişliyor
Influencer marketing, her geçen yıl pazar payını arttırıyor. 2017 yılında influencer marketing pazarı, dünyada 1.1 milyar dolardan 1.5 milyar dolara yükselmişti. 2018 yılının sonunda ise bu sayının iki katına çıkacağı, ion.co ve mediakix.com gibi ünlü influencer marketing platformlarında dile getirilmeye başlandı bile. Türkiye’de ise pazar 2017 itibariyle yaklaşık 30 milyon TL büyüklüğündeydi, 2018’de bu sayı çok daha büyüyecek. Ne de olsa “Z” dediğimiz nesil, pazarın ciddi tüketicisi olmaya başladı. 2000 doğumlular, artık 18 yaşında (yaşlı hissedenler çıksın, kasıyor)… Z nesli, artık kendi kararlarını verebilecek ve kişisel kredi kartlarına başvurabilecekler. Z neslinin birçok alışkanlığı değiştireceği, bilinen bir gerçekti, şimdi onu yaşamaya başladık. Öncelikle Z neslinin televizyon izleme ve gazete okuma oranı, eski nesillere göre çok düşük. Z neslinin ünlüleri farklı; daha çok Youtube ve Instagram fenomenlerini, onların yıldızları olarak sayabiliriz. Enes Batur ve Danla Bilic gibi isimler, birçok televizyon simasına göre çok daha fazla popüler. Peki, bu durum geleneksel kanalların bitişini mi gösteriyor?
Medeniyetin gündemine giren kavramlar, asla yok olmuyor; sadece yaşama etki etme oranları nesillerle beraber değişiyor. Hala tiyatroya gidiyoruz mesela. Birçoğumuz radyo dinlemeye devam ediyor. Ama radyo, televizyon ve gazete gibi haberleşme ve tanıtım araçlarını, artık 1980’lerdeymiş gibi görmek, yanlış bir strateji olur. Yani markalar, trendleri takip etmeli ve kendilerini yeni pazarlama kanallarına adapte etmeliler. Değişen nesiller ve akıp geçen zamanla beraber, markaların pazarlama trendlerini takip etmemeleri, entropiye karşı gelememeleri demek.
Kıyı, bizim dürbünümüzle bariz bir şekilde görünüyor. Influencer marketing kullanımının katlanarak artacağı bir gerçek. Şimdi konuya biraz daha hakim olmak adına, influencer marketing datalarına göz atalım.
Sayılarla Konuşalım: Influencer Marketing Dataları
Dünya genelinde dijital pazarlamacıların %88’i, en azından bir kere pazarlama stratejilerinde influencer kullanmış. Influencer marketing yapan markaların %92’si, bunun efektif bir strateji olduğunu düşünüyor. Markaların %51’i, bu stratejinin geriye dönüş anlamında en iyi yol olduğu konusunda hemfikir. Başarılı influencer marketing kampanyaları, globalde, yatırılan her 1 dolara karşılık 6,5 dolar kazandırmış.
2018’de neler oluyor? Yıl sonunda net sonuçları görebileceğiz ama sayıların yeni stratejilerle yükseldiğini gözlemleyebiliyoruz. Influencer marketing’in ana kalesi Instagram, güncellemeleriyle (mesela “yukarı kaydır”) pazarı geliştirmeye devam ederken yatırımlarını bu alana doğru kaydırıyor.
Ülkemizde de durum, globalle oldukça benzer. 2018’de Türkiye’de influencer marketing kullanımının %100 oranında artış göstereceği, CC Media House Direktörü Güven Çelikkaya tarafından dillendirilmiş.
Influencer marketing, yeni teknolojilerle birleştiğinde trendlere dönüşüyor. Örneğin VR teknolojisii, global influencer dünyasında yükselişte olan kavramlardan biri. Yakın zamanda, VR gözlüğüyle oyun oynayan influencer’ları gördüğümüz gibi alışverişe çıkanları da izleyeceğiz. İstersek, kendimiz de VR gözlüklerimizle sanal bir alışveriş turuna çıkacağız…Buyurunuz:
Bu teknoloji, içerik dünyasına yeni bir alan açıyor. VR içerikler. Bu konu başka bir yazının ana başlığı olsun, şimdilik.
Doğru İçerik, Doğru Influencer: Başarılı Kampanya
Bir marka influencer marketing yoluna gittiyse, yapabileceği en başarısız strateji şu olacaktır: Ürünümüzü al ve tanıt. Influencer dediğimiz kişi, kitlelerin karar alma sürecine etki ediyor olabilir; ama sadece doğru parçalar doğru yerlere yerleştiğinde! Artık isim değil, hikaye sattırıyor; yani içeriksiz bir influencer marketing kampanyası işlemiyor. Paris Hilton’un kullandığı güneş kremi, Paris Hilton ismiyle değil Paris Hilton’un onu nasıl, neden ve nerede kullandığıyla ilişkilendirilince yatırımın geri kazancında başarı sağlıyor.
Influencer marketing, kurgulanmış bir içerik stratejisiyle güzel, doğru platformlarda kullanıldığında ise mükemmel. CreatorDen’in araştırmalarına göre, Instagram, Türkiye’de influencer marketing pazarının yüzde ellisine sahip. Peşinden Facebook ve Youtube geliyor. En revaçta olan konular ise güzellik ile makyaj, moda, seyahat ve yaşam. Influencer marketing ile içerik hazırlarken bu datalara dikkat ederek, doğru platformu, uygun konuda, içeriğe uygun influencer’la kullanmanız gerekiyor.
Günümüzde, influencer marketing ile ürün tanıtımı yapan birçok simanın, takipçileri tarafından eleştirildiğine denk gelebilirsiniz. Yani, influencer marketing yaparken, işler bir anda tersine dönebilir. Doğru strateji uygulamazsanız, influencer, ürününüze yarardan çok zarar verir. Bu noktada, influencer içeriğinin önceden profesyonel bir içerik ajansı tarafından kurgulanması oldukça önemli. Doğru hikayeyi doğru influencer’la buluşturmazsanız, ürününüze sempati kazandırmak yerine, antipatiye mahkum edersiniz. Bu bağlamda içeriklere çok daha rahat yerleştirebileceğimiz micro influencer kavramına bir göz atalım.
Macro Influencer Dışarı, Micro Influencer İçeri
Influencer marketing ile içerik dünyasını birleştirirken, micro influencer denilen küçük sayılı kitlelere hitap eden isimleri kullanmak, daha verimli bir yol. Öncelikle micro influencer bütçeleri daha minimal. İkinci nokta ise, hikayenin gerçekliliğinin sorgulanırken macro influencer’lara göre daha efektifler. Enes Batur’u 3 günlüğüne doğaya salıp sadece X krakerleriyle doyurduk dediğiniz anda, bu hikayenin gerçekliği sorgulanır. Halihazırda doğa ile daha çok içe içe yaşayan bir micro influencer kullanırsanız, hikayenizin gerçekliği sorgulanmaz ve hatta tüketicilerin onunla etkileşimi, çok daha organik sonuçlar oluşturur.
Anlatacak Hikayeniz Yoksa Ne Influencer Ne de Marketing İşler
Dijital pazarlamada hikaye hiçbir dönemde şimdiki kadar popüler olmamıştı. Büyük markalar, hikayelere çok daha önem veriyor. Adidas “Fark Yarat” derken, bunu kast ediyor olabilir mi? Nike, Federer ve Michael Jordan gibi isimleri, sosyal medya paylaşımlarında influencer olarak kullanırken neden başarılarından çok hikayelerine önem veriyor? Çünkü, büyük markalar, hikayenin ne kadar değerli olduğunu çoktan anladı. Dijital pazarın içindeki herkese, şimdi hikayelerin önemini fark etmek düşüyor. Hikayeler hakkında önceden konuşmuştuk. Konuya devam etmek isterseniz, Hikayesi Olmayan Giremez başlıklı içeriğimizden devam edebilirsiniz.