Önünüze öyle bir iş gelir ki bazı kelimelerin anlamını yeniden kavrarsınız. Biz GittiGidiyor’la çok yönlü düşünmek neymiş bir kez daha anladık. Rubik küp misali, bir tarafı bozmadan diğeri tarafı yapmaya çalışmak ya da tel cambazının tel üstündeki durumu… Siz ne derseniz artık. Çünkü burası kuralları yeni baştan öğrenmeniz gereken kocaman, renkli, bir o kadar da karmaşık bir dünya.
Sorumluluk alanlarımız belliydi neyse ki. “Anne, Bebek”, “Ev, Bahçe ve Ofis” ve “Hobi, Eğlence ve Sanat” alanlarında gerçekten yeni bir bilgi veren ya da eğlendiren, hatta mümkünse her ikisini birden yapan blog içerikleri üretecektik. Hedef kitlemiz, ilgi alanları, trendler, mevsimler, metin görsel uyumu derken birçok parametresi bulunan, bizi bu alanda bir adım öteye taşıyacak kadar çetin bir iş ile baş başaydık.
Bu kadar çok kritere bir de içeride her alanda her ürünün satılıyor olması da eklenince bizim ilk kurtulduğumuz fikir, yazdığımız metinde bir okuyucuyu iki ürün arasında doğrudan ya da dolaylı olarak tercih yapmaya yönlendirmeye çalışma fikri oldu. Çünkü her ürünün bir alıcısı ve bir de satıcısı vardı; tüm bunların buluştuğu yere ise GittiGidiyor deniyordu.
Blog yazmak bizim en sevdiğimiz işlerden biridir. Okumaktan ne kadar keyif alıyorsak, yazmaktan, daha iyisini yazmaktan, daha farklı bir konu bulmaktan, konumuzu daha iyi görselle anlatmaktan bir o kadar keyif alıyoruz. O yüzden önümüzde bu kadar geniş pencereleri olan üç farklı alan olunca anlatmak istediklerimizin de ardı arkası kesilmez oldu.
Biz GittiGidiyor Blog çalışmasının içerisinde bir bütünün parçası olarak hareket ediyoruz. Blog’da farklı alanlarda yazılar yazan alanında uzman isimler de var. Bir ritim yakalamak, uyum içerisinde bir noktadan belli bir noktaya ilerlemek için yalnızca kendi ekibimizle değil ekipler arası uyum yakalamaya çalışmak da işimizin bir parçası oldu.