Yeni nesil içerikler

yeni nesil içerikler-1

Görselliğin ön planda olduğu zamanlarda insanları harflere davet etmek kolay bir iş değil, bu durum biraz 1934 model Ford arabanın 2016 model Bugatti ile yarışmasına benziyor. Sorun değil, Ford’u modifiye eder Bugatti’yi asfalta gömeriz.

(Gömemediler.)

İyi bir içeriğin olmazsa olmazlarını artık çoğu yazar ezberlemiştir: Çekici başlık, anlaşılır ve sade bir dil, doğru kompozisyon ve mümkünse konu hakkında yeni ve pratik bilgiler. Günümüzde tüm içerik yazarları bu kıstaslara dikkat ediyor ve içerikler birbirine benzedikçe metinler çok daha ucuz görünüyor.

İçerik Tıpkı Moda Gibi; Sürekli Değişiyor

Biraz eskiye gidelim şimdi azıcık da konuyu dağıtalım; kot şortların ya da desenli taytların moda olduğu dönemleri hatırlayın. Kot şortlu ve desenli taytlı insanların sayısı, popülasyonun büyük çoğunluğunu oluşturduğunda yeni bir tip insan ortaya çıkmıştı: Böyle giyinen şahısları kınayanlar. Bu yazı da biraz o insanlar gibi; birbirinin aynısı içeriklerden sıkılıyor ve başka yazım tarzları görmek istiyorlar. Aklında da bir şeyler var; yeni bir şeyler:

Anahtar Kelimelerle Yıkanmak – Leopar Deseni Sen Leopar Olasın Diye Değil

yeni nesil içerikler-2

Kaynak

Anahtar kelimeler bir içeriğin ön plana çıkması için gerekli ama onları doğru şekilde kullanmak lazım. Arama listelerinin üst kısmına çıkabilmek için metninizi tamamen anahtar kelimelerden oluşturursanız içeriğinizi ucuz gösterirsiniz, üzerine bir de Google ile aranız bozulur. Tıpkı komple leopar deseniyle kaplanmanın yerine onu küçük bir aksesuarla beraber doğru bölgede kullanmanın sizi çok daha asil göstermesi gibi anahtar kelimelerin de uygun yerlerde kullanımı içeriğinizi zenginleştirir. Bu biraz bilinen konulardan ama leopar deseni metaforunu çok sevdik, o yüzden anlatmasak olmazdı.

Markayı Her Yerde Geçirelim – Giysi Alırken Dev Marka Logosu Canını Sıkıyor Ama

yeni nesil içerikler-3

Kaynak

İçerik yazarlarının, özellikle marka adına çalışanların karşılaştığı bu durumdan yakınmak çok zevkli olduğu için biz de bu anın tadını çıkartacağız şimdi.

“Giriş paragrafında 2 kez, gelişmede 3 kez marka adı geçsin; sonuç bölümünde de kelimelerin baş harflerini birleştirince marka adı fark edilsin istiyorlar. Ona göre içeriği düzenleyelim.”
Bu noktada okurla empati yapmak gerekiyor; okuduğunuz metinlerde sürekli bir şey övülse -örneğin sevdiğiniz bir yazarın kitabının her paragrafında “Yalnız bu kitabı Mürekkepbalığı marka kalem sayesinde tamamladım, o kadar şahane bir kalem ki kitabı o yazdı diyebilirim.” cümlesiyle karşılaşsaydınız- ne hissederdiniz?

“Ne yapalım, marka öyle istiyor.”

Evet, öyle isteyebilir çünkü reklamın bu şekilde yapıldığını düşünüyor. Bu noktada içerik yazarının karşısındaki muhatabı kimse artık, ona tane tane –bakın, burası önemli- usturuplu bir dille anlatmak gerekiyor. Neyi anlatmak gerekiyor? Marka adını geçirmek için belirli bir kural olmadığını ve insan zihninin bilgi alma amacıyla okuduğu bir metinde öne çıkarılan bir markaya karşı antipati oluşturabildiğini. Nedeni basit: Direkt markayı ön plana çıkardığınız zaman bilinç iş başına koyuluyor ki kendisi oldukça şüpheci bir arkadaşımız, böylece insanlar bilginin geçersizleştiğini düşünerek kendilerini kandırılmış hissediyorlar.

“Hmm, demek ki bu içeriği falanca marka yaptırmış, o zaman kendilerini ön plana çıkarmak için bana eksik ya da hatalı bilgi veriyor olabilir.”

İçerik yazarının yapması gereken şey ise bilinçdışına seslenmek, insan beyninin henüz aydınlatılmamış büyük ve gizemli tarafına yani. Bilinçdışı şüphe etmez ve o kadar gizli çalışır ki kişi kendi bilinçdışının farkında değildir. Peki, yazar Mürekkepbalığı kalemlerini okurun bilinçaltına nasıl gönderecek? Hiç şüphesiz bilince göndermekten daha kolay, mesela:

“Kitabımı tamamladığımda masamın etrafı tam bir çöplüğe dönüşmüştü. Buruşturulmuş kâğıtlar ve abur cubur paketleri oldukça çirkin görüntü oluşturuyorlardı. Ayrıca bir fincanın içinde, üzerinde Mürekkepbalığı yazan yere bir parça çikolata yapışmış kalem vardı. Kalemin o kısmını emdim ve mutlulukla notlarımı Word’e geçirmeye başladım.”

Görüldüğü üzere bilincin yorum yapmasına izin vermedik, Mürekkepbalığı kalemlerini olayın doğal akışı içinde bir noktaya yerleştirdik. Kim bilir, belki bir gün okurumuz kırtasiyede kalem seçerken ister istemez Mürekkepbalığı markasına yönelecek ve bunu neden yaptığını sorgulamayacak bile.

Bu kadar yaşanmışlıktan sonra müşteri hala anlamıyor mu? O zaman marka ismini 300 punto ile yazın, etrafına biraz çiçekler serpiştirin, üç beş tane de yıldız atın. Hatta marka adıyla akrostiş yapın. Sonuçta müşteri her zaman haklıdır.

İçerik Başlıkları Olabildiğince Açık Olsun – Transparan Gizemi Öldürür

yeni nesil içerikler-4

Kaynak

İçerik geniş bir dünyayı kapsıyor ve bazı içerik türleri belirli kalıplarla sınırlandırılmış. Örneğin domates hakkında bir içerik üretiyorsunuz, domatesin nerede yetiştiğini ve nasıl da sağlıklı olduğunu yazdınız çünkü bu bir ürün içeriği. Hadi yeriniz geniş, domatesin kökenine ve gelişimine de yer verdiniz. Doğru bir içerik oldu; bilgi verici ve sade. Ayrıca hiç okunmayacak. Olsun, sonuçta ürün içeriği deyip geçebiliriz ve internet çöplüğüne bir domates başlığı daha ekleyebiliriz:

Kalbin Kırmızı Dostu: Domates

“Kalbin Kırmızı Dostu: Domates” demek yerine “Günde 2 Domates Yiyen Serpil Hanım’ın Kırmızı Hikâyesi” başlığıyla çok daha okunur bir içerik elde edersiniz. Neden? Başlıkları inceleyelim:

Birinci başlığımızda “Kalp ile domates aynı renk ve domates kalbe yararlı.” mesajı veriyorsunuz. Görüldüğü üzere yazıyı okumaya gerek kalmadı.

İkinci başlığa gelince; “Serpil Hanım kim? Günde 2 tane domates tüketince ne olmuş? Hikâye neden kırmızı?” soruları ister istemez kafada beliriyor çünkü insan meraklı bir canlı.

Duygu, bir yazarın elindeki en iyi silah; okuru yaşattığınız sürece sizinle olmasını sağlarsınız. İnsanların merak duygusuna seslenebilirseniz, onu içeriğin sonuna kadar tutabilirsiniz demektir. O yüzden alışılagelmişin dışında olacak ama asla gerekli tüm bilgileri en baştan vermeyin. Bilgileri araları serpiştirin, bu arada okuru bir robot tarafından değil de bir insan tarafından yazılmış bir içerik okuduğuna ikna edin.

yeni nesil içerikler-5

Kaynak

Son Olarak İçeriklerde Akıcılığın Önemi – İyi Görünmek için Giydiklerini Bir Bütün Olarak Düşün

Akıcılığın tam bir tanımı yok ama iki önemli noktası var: Zaman kiplerinin doğru kullanımı ve kelimelerle oluşturulan imgelerin güncel zihin yapısına uygun olarak koordine edilmiş olması. Akıcılık, yazarlıkta zamanla gelişen bir yetenek ama vaktinizi Candy Crush oynayarak geçiyorsanız gelişmez; sadece şeker patlatma kombosu konusunda bayağı ilerleme gösterirsiniz.

Akıcılık, okuyarak ve yazarak gelişir; aynı zamanda toplumun güncel iletişim dünyasının içinde olmak gerekir. İçeriğin dili günlük konuşma tarzına uygun düşmeyebilir ama iletişim kurduğunuz kitle ile bağ kurabilmeniz için insanların ne hakkında ve hangi kelimelerle konuştuklarını bilmeniz önemli ve şunu da unutmayın: Yarı açık topuklu ayakkabı baklava desenli çorapla giyilmez çünkü insanın gözlerini yorar. Tıpkı akıcı olmayan metinlerin insanın zihnini yorması gibi…

Kapak illüstrasyonu: Murat Kalkavan