Lykke Li, geçtiğimiz yıl “I Never Learn” albümünü çıkardıktan sonra Pitchfork’ta hakkında harika bir yazı yayınlandı. Okumak isteyenler buraya tıklasın. Yazı şu şekilde sona eriyor;
“O kadar aydınlık bir gün ki, Lykke endişeli bir şekilde sürekli olarak İsveç’te yaşanan kışlardan bahsetti. “İnsanlar uzun zamandır depresifler ve soğuktalar. Bahar geldiği ve güneş böyle açtığı zaman, hiçbirimiz tam olarak ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi.”
Bu sene yaşadığımız ve bitmek bilmeyen kış, (Ankara’da hala kar mı var ya?) soğuk seven insanları bile ağlatacak dereceye getirdi. Hele bir de arada ziplenmiş dosya gibi kendini gösteren günler yok mu? Hani sabah güneşin açtığı, sonra sert bir rüzgar ağzımıza yüzümüze giren tozlar, sonra polenlerle gelen güneş ve son perdedeki sessiz yağmurlar. İçimiz çıktı içimiz. Bunu daha net anlatmanın bir yolu olduğunu sanmıyoruz. Ya da dolaylı yollara sapmıyoruz bu sefer. Lykke Li’nin dediği gibi, tam olarak bu güneş ve ılık rüzgarla nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. O yüzden tam olarak duygu geçişimizi yansıtan bir playlist yaptık.
Baharla ne yapacağımızı bilmiyoruz ama bu listeyi dinleyeceğimizi biliyoruz. İnsanları nisana benzetme arzumuzun da çok derinine inmeyeceğiz. Haydar Ergülen; “Ah biraz bulutlu olsaydı herkes kimse sökemezdi yağmuru gözlerimizden” diyerek inmiş zaten.
Listeyi takip etmek ve sonsuza dek dinlemek için buraya, önce bir bakalım neler varmış demek için de sizi aşağıya alalım.
Afiyetler.