Son yılların en büyük furyası, gayretli gençlerin ve yenilenme ihtiyacı hisseden firmaların, internet denen derin deryada iş tutması. Aklınıza gelecek her alanda çeşitli ölçeklerde web siteleri kurulurken hayaller üzerine inşa ediliyor genellikle. Sıfır maliyetle yüksek kar, kısa zamanda voliyi vurmak, yatılan yerden para kazanmak, birkaç tıkla zengin olmak ve benzerleri. Oysa böyle bir dünyanın olmadığı ilk adımda girişimcinin yüzüne bir tokat gibi çarpar. Bazen bu tokatla kulak çınlar ve iş işten geçmiş olur, bazen de derin bir uykudan uyanılır. Burada keramet tokatta değil de beşkardeşi yiyenin verdiği reaksiyonda olmalı.
Ticaret Kurallarına Uyalım, Uymayanları Uyaralım
İnternet denen mecra bir şans oyunu alanı değil ki sadece birkaç tuşa basasınız ya da bir iki kolon doldurasınız ve gelsin Benjaminler. Başarının sırrı her yerde aynı: Çalışmak, çalışmak, çalışmak! Kötü bir Sakıp Sabancı taklidi oldu belki ama işin gerçeği bu. Kısa süreli bir vurgun yerine sanal da olsa ayakları yere sağlam basan bir iş yeri sahibi olmak için geleneksel ticarette uyulması gereken kuralların hemen hemen aynısına riayet etmek gerekli.
Bir kere bilinmeli ki ülkemizde internet hala yeterince çözülemediği için bu alanda kalifiye eleman bulmak zor. Yani zor değil de asgari ücret+SSK+aylık akbil üçlüsüyle kimseyi memnun edemezsiniz. Demek ki sermayeye ihtiyaç duyacaksınız. Vergilerinizi ödeyecek, işlerinizin düzenli yürümesi için bir ofis tutacaksınız. Bağımsız bir metin yazarı ya da marketplace sahibi değilseniz klasik bir mağazaya yapacağınız yatırımın en az yarısını gözden çıkarmalısınız.
Dükkan Yok ki Önüne Tezgah Atılsın
Esnaflık zor zanaat. Günde yüzlerce kişinin kahrını çekmek, hepsiyle tek tek ilgilenmek ve memnuniyeti yüksek tutmak ayrı bir uzmanlık alanı. Konumuzla ne alakası var denmesin hemen. Sanal bir mağaza açıyor olmanız ve müşterinin yüzünü görmüyor olmanız, onu memnun etmek zorunda olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Her zaman haklı olan müşteriyle ürün/kampanya ve hizmet kalitesi üzerinden bağ kurduğunuz için telafi şansınız oldukça azdır. O an kaçan müşteriyi tekrar alışverişe ikna etme fırsatınız olmadığı için tek atımlık barutunuz vardır da denilebilir. Ya turnayı gözünden vurursunuz ya da kendi ayağınıza sıkarsınız. Biraz Kurtlar Vadisi tadında olsa da durum bu.
Üstelik müşteri sayısınız da bu özelliklerinizle doğru orantılıdır. Bakkal ya da berber gibi gerçek bir mağazaya sahip olmadığınız için müşteri size gelmez. Siz, hedef kitleyi müşteriye dönüştürmek için çabalarsınız. Bunu yaparken de birçok rakiple aynı anda sayısız cephede mücadele etmeniz gerekir. Mutlaka sizden daha ucuz satan, daha hızlı ulaştıran, daha ikna edici olan, daha kolay ulaşılabilen ve daha kaliteli rakipler vardır. Önemli olan bu ‘daha’ların mümkün olan en fazlasına sahip olmak.
Bir İnternet Mahir Masalı
Yine de bu çalışma temposunun ardından başarılı olmanız garanti değil. Zaten ticarette başarı ne zaman garanti olmuş ki! Yarısı şans olan bir konuda payınızı arttırmak için yapmanız gereken, yeterince hazırlanmak ve çalışmak. Disiplinli bir çalışma ve iyi bir analiz ile bağımsızlığınızı bile ilan edebilirsiniz. Ticaret konusuna biraz uzak olsa da bu dünya İnternet Mahir’i de gördü çünkü. Biraz ileri görüşlülük, biraz zeka ve yüksek miktarda özgüvenle nelerin başarılabileceğine en güzel örnektir. Ülkemiz adına Batı’ya açılan ilk denizci olduğunu unutmamak gerek.
Tabii bunların tamamıyla uğraşmak yerine akıllı telefonlar için basit grafikli ve düşük altyapılı bir oyun sunarsanız piyasaya, yatılan yerden para kazanma rüyanızı sonuna kadar gerçekleştirebilirsiniz. Oturun, inceleyin, araştırın, kafa yorun, bir Flappy Bird ya da 2048 de siz hazırlayın.