İş ya da marka ne kadar büyük olursa olsun fark etmez. İşin sahibi projeyi ne kadar sahiplenirse ajans da o kadar özverili çalışıyor, biz bunu bilir bunu söyleriz. Yoksa müşterinin büyüğü, küçüğü, zahmetlisi, işin bitmek bilmeyeni, ardı arkası kesilmeyen revizyonlar falan hep tuzu biberi. Gerçek bir ekip gibi çalışınca iş iş olmaktan çıkıyor bal kaymak oluyor, fikirler derya oluyor, perde açılmadan önce yürekler hafiften hop ediyor ve nihayetinde ortaya gerçekten içe sinen işler çıkıyor.
Biz geçtiğimiz Mart ayından beri böyle bir iş üzerinde çalışıyorduk işte. Vizesizgeziyorum.com’dan bahsediyoruz. Site 10 Temmuz günü canlıya alındığında ve yavaş yavaş yorumlar gelmeye başladığında bir yandan olumlu tepkilerin haklı gururunu yaşarken bir yandan da stresten elimizi kolumuzu yiyorduk.
Tamam, itiraf ediyoruz Vizesizgeziyorum.com projesini bu kadar çok sevmemizde bir gezi işi olmasının da payı büyük. Gezginlere ilham vermeyi seviyoruz. Ama projeyi sahiplenmemizin en büyük sebebi işin sahibinin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve heyecanıydı. Aykut Aslantaş kişisel projesi olan Vizesizgeziyorum.com’a “Ama o benim bebeğim!” hassasiyetiyle yaklaşıyordu ve birlikte çalışmak için bizi seçmişti. Daha ne olsundu sayın seyirci!
Türkiye’den vizesiz gezilebilen ülke sayısı 97. Vizesizgeziyorum.com’da bu 97 ülkeye dair aradığınız bütün bilgileri bulabileceksiniz. Ayrıca Aykut Aslantaş bu 97 ülkeyi tek tek gezecek ve deneyimlerini yazacak. Bunun dışında gezginlerin işine yarayacak bilgiler içeren blog yazıları da olacak. Bir de video’lar var tabii. Her ülkenin tanıtım video’sunu da izleyebileceksiniz. Sitenin en sevdiğimiz tarafı da yazıların aynı zamanda görme engelliler için seslendirilmiş olması. Vizesizgeziyorum’u Facebook’tan, Twitter’dan ve Instagram’dan takip edebilirsiniz. Eğer uslu bir takipçi olursanız bir gün siz de Vizesizgeziyorum.com’la gezebilirsiniz. Takipte kalın!
Ayrıca ya o uzaya gidilecek ya o uzaya gidilecek!