Personayı sarımsaklasak da mı saklasak?

shutterstock_169002578
“Persona denilince akıllara Ingmar Bergman gelmelidir. Gelir de…”

Contentusers

Ciddileşelim mi?

Okuyacağınız bu yazıyı Nielsen Group’un araştırmaları sonucunda oluşturduk. Ama siz de kabul edin, stratejilerde personalar büyük çıkmazlara ve vakit kaybına sürüklendiğinizi hissetmenize neden oluyor ve bunun aksini kanıtlamaya da vaktiniz yok. Personaları nasıl hayata geçireceğinizi bilmediğiniz için diğer yöntemlere yöneliyor, daha çok vakit kaybediyorsunuz. Buraya kadar bizdendi, bakın Nielsen Norman Group araştırma sonucunda bizlere neler dedirtti;

Alo, Nielsen Group?

Persona kaynaklı çalışmalar, kullanıcı anlayışlarını takip etmek ve eğilimleri ortaya çıkarmak için web sitesi analizinde kullanılabilirler. Persona kullanmak çoğu zaman herkesi aynı kefeye koymaktan veya kullanıcıyla alakası olmayan demografik öğelerin ele alınmasından çok daha güçlü veriler ortaya çıkarıyor. Hedef kitle yaratmak isterken, kendinizi herkese hitap eder bir şekilde bulabilirsiniz. Böyle durumlardan etkilenmemek için en güzel yol persona kullanmaktan geçiyor.

Günümüzde birçok ekip personayı bir projede ilk sıraya yerleştiriyor. Paylaşılan fikir çok iyi tepkiler alıyor, herkesin saygısını ve beğenisini kazanıyor. İş tasarıma, uygulamaya gelince tartışmalar büyüyor da büyüyor!

Persona Nedir?

Personalar, müşteri veya kullanıcıların, kurgusal temsilcisi rolüne sahip karakterlerdir. Fakat bu karakterleri yaratırken, ekip karşısına çıkan her veriyi kullanmaya çalışırsa ortaya inandırıcılığını tamamen yitirmiş ve samimiyetten uzak bir karakter çıkar. Müşterileriniz veya takipçilerinize sunduğunuz personaların, hayal etmesi kolay karakterler olması gerekiyor. Haftada sekiz kere paraşütle helikopterden atlamaktan hoşlanan ve olmayan bir pozisyonda üst düzey yöneticilik yapan bir karakteri müşterilerinizin hayal etmesi oldukça güç olacaktır.

Veri dediğimiz şey bakkalda satılmıyor ki

Persona stratejilerinde dengeli ve faydalı bir araştırma yaptığınız sürece mutlaka strateji sizi başarıya götürecektir. Personayı oluştururken, her kullanıcıdan bir işaret taşısın diye uğraşmak, persona stratejilerinin tasarım aşamasında sona ermesine neden oluyor. Bir karakter yaratmak her alanda zordur. Hala kendi karakterini yaratamamış insanlar gördüğümüz dünyada, müşterilerin kalbini kazanacak ve onlara yol göstermeyi başaracak kadar güven veren bir persona yaratmak oldukça karmaşık görünüyor. Fakat tüm bu zorlukları unutup, kullanıcıları tek tek inceleyip, inandırıcılığı yüksek ortak noktalar bulduğunuz sürece, araştırmalarınız da, stratejileriniz de, kampanyalarınız da başarıya ulaşacaktır. Persona sayısı da bu noktada hiçbir önem taşımıyor. İsterseniz yeni bir ülke yaratın, elinizdeki veriler müşterilerin bire bir özelliklerini taşıyorsa veya tamamen kendi çıkarlarınız doğrultusunda oluşturduğunuz bir karakterse, kapıyı açın hemen ve başarısızlıkla tokalaşın.

Sorular da cevaplar da çok kolay!

Herkes çözüm odaklı ilerlemek ister. Ama kendine göre çözdüğü her şey, kullanıcı için çözüm olmayabilir.
Ekip olarak çözebileceğiniz problemlerin listesi ile yaratılan personanın problemlerinin listesi arasında dağlar kadar fark olacaktır. Hem iş alanındakilerin müşteriyi anlaması hem de problemin kaynağına ulaşması personalar sayesinde çok daha kısa sürecektir. Personalar ancak müşteriyle empati yaparken de kullanılırsa işe yarayacak, vakit kaybını ortadan kaldıracak ve müşteri memnuniyetini büyük oranda yükseltecektir.

NN Group’un yaptığı online ticaret araştırmasında, ortak paydada buluşabilecek kullanıcı tipinin beş tane olduğu sonucuna varmış. Kısaca yapılması gereken, takipçilerinizden 5 ayrı karakterin özelliklerini ele almak ve ortak bir noktada buluşturmak… Dataların, verilerin içinde boğulup, binlerce dakika kaybedip sonra da eski stratejilerinizde bulmayın kendinizi. Çünkü vakit kaybına gerek yok.

Persona, 1966 yılında Ingmar Bergman’ın hem yazıp hem de yönettiği kült filmdir. Vakit kaybetmemeyi ve boş vakit yaratmayı başardığınız zaman izleyin;

personapersona