“içinizde her kim kendini tekrar eder
dünyaya özenmiştir bu da geçer
tarihe inanır gibi kendinize inanıyorsunuz ya
okuyorsa beni içinizden her kim
bana kanmakta gecikmesin”*
Bu yazımızda “Bize sorulan sorular kuşağı”nın ikinci kısmına geçiyoruz: Biz bu konuları nereden buluyoruz?
Normal şartlar altında bu tür şeyler ulu orta anlatılmaz. Bizim de kendimize göre gizlilik politikalarımız, kurumsal çizgimiz, “Aman şunu nasıl yaptığımızı el alem bilmesin”lerimiz var elbette ama bu konu onlardan biri değil. Çünkü birçok farklı yolu olan konu bulma ve iyi yazı yazmanın ekseriyetle yeteneğe dayandığını anlayalı çok oldu. Yani kökü bizde, endişeye mahal yok.
Uzatma kablosuyla hayata bağlanmak
Çeşitli “keyword tool”larının bize fikir verdiğini inkar edecek değiliz tabii ki. Eğer bizden yazı yazmamızı isteyen müşterimiz bu yazıları SEO kaygısıyla istiyorsa mutlaka önerileri araştırıyor ve bir arama trendleri analizinden yardım alıyoruz. Bu bir çok zaman işimizi büyük ölçüde kolaylaştırıyor da. Peki ama müşterinizin yalnızca üçlü uzatma kablosu sattığını ve eşi benzeri olmayan bir içerik pazarlaması ile üçlü uzatma kablosu piyasasının tepesine oturmak istediğini düşünürseniz keyword analizi size ne zamana kadar yardımcı olabilir? En nihayetinde daha çok insan tarafından tanınmayı ve doğal olarak daha çok satış yapmayı hedefleyen bir markanın, hep söylediğimiz gibi müşterisine “fayda” sağlayan bir içerik stratejisi geliştirmesi nasıl mümkün olur? Yahut şöyle soralım: Bir üçlü uzatma kablosu içerik stratejinizde sizi nereye kadar uzatabilir?
“İçerikçinin beyninden 5 kamyon çöp çıktı”
İçerik yazmak bir alaka kurma sanatıdır. Bizler ise çok iyi alaka kurucularız. Üçlü uzatma kablosunun da diğer tüm ürün, hizmet, madde ve cismin olduğu gibi onlarca ve hatta belki yüzlerce şeyle alakası vardır. İşin özü soru sormaktır:
1- Bu ürünü kim kullanır?
2- Bu ürün nerede kullanılır?
3- Bu ürüne neden ihtiyaç duyulur?
4- Bu ürüne ihtiyaç duyan biri aynı zamanda başka neye ihtiyaç duyar?
5- Biz bu ürünü kullanacak kişinin ürünle arasında bağ kurmasını nasıl sağlarız?
Sorduğunuz soruların karşılığında aldığınız cevaplara doğru bir açıyla yaklaşırsanız harikalar yaratabilirsiniz. İçerik yazarı “Aa, hakikaten!”, “Bu bizim aklımıza hiç gelmemişti!”, “Doğru, bu şekilde çok ilginç olabilir!” diyen taraf değildir, olmamalıdır. Aksine; şaşırtan, takdiri ve alkışı toplayan taraf olmalıdır. Çatı, tarz, konsept, strateji, üslup belirlendikten sonra konuları bulmak içerikçi için çocuk oyuncağıdır. Çünkü bizler zaten hayatın tamamına “konu” olarak bakan insanlarız. Olayları, insanları, eşyayı, eserleri , gelmişi ve geçmişi bir malzeme olarak görürüz. Beynimizdeki içi en dolu klasör “Draft” klasörüdür. Bir gün kullanılmak üzere ıvır zıvır her şeyi biriktirmişizdir en ham haliyle. Hani “Yalnız başına yaşayan 80 yaşındaki kadının evinden 5 kamyon çöp çıktı.” haberleri vardır ya, onun gibi. Bozdur bozdur harca, beyin bedava! Başkalarının gözünde çöp olan şeyler sizin hazineniz olabilir. Biriktirin ama çok içinizde tutmayın. Bırakın dışarı çıksın, iş görsün.
*Zeynep Arkan’ın “Bunu Sen İstedin” şiirinden alıntıdır. Konuyla alakasını kuramadıysanız ve hayatta başka alaka kuramadığınız şeyler varsa bize danışabilirsiniz. Biz sizin için herhangi bir şeyin başka bir şeyle alakasını kurabiliriz.