Dahi anlamındaki dahilik!

marr & morrissey

Merhaba, biraz anlatmaya geldik yine. Biz anlatıyoruz siz dinleyin. Yazıyı okumadan önce çay suyu veya kahve suyu her şeyi hazır edin. Çiçeklere su da verebilirsiniz. Çünkü yazı bittiğinde uzun süre başka tarafa bakamayacağınız bir dünyaya adım atacaksınız. (Bu tarz uyarıları baştan yapmak iyidir, merak uyandırır. Bunu içerik stratejinize not edin)

Morrissey mi Marr’dan çıkar yoksa Marr mı Morrissey’den?

Birazdan The Smiths ile ilgili çok sade bir cümle ile karşılaşacaksınız. Onları ya çok sade anlatabiliriz ya da asla anlatamayız. Bu ikilem yüzünden sekiz tane espresso tükettik. Gözlerimiz fal taşı;

-1982 yılında Manchester’da doğan The Smiths, Steven Patrick Morrissey ve Johnny Marr tarafından alternatif rock grubu olarak kuruldu. Daha sonra indie rock saflarına geçen The Smiths, en sonunda İngilizlerin bira ve cin tonik tüketmesi için geçerli bir sebep haline geldi. 1987’ye geldiklerinde birbirinden özel dokuz albüm, onlarca harika şarkı ve dağılmış bir The Smiths vardı. Marr ve Morrissey’in anlaşmazlıkları grubu dağılmaya kadar getirdi. Sebepleri tek tek anlatmaya gerek görmüyoruz fakat hayranlarının da Marrcılar ve Morrisseyciler olarak ayrıldığını söylemek mümkün. Hayranlar, The Smiths’i güzel bir hikaye olarak ele almaktansa, Morrissey’in yazdığı sözlerin Marr’a ilham verdiğini veya Marr’ın gitara her dokunuşunda Morrissey’in söz yazdığını düşünmektense, ikiye ayrıldılar.
Evet, insanoğlu!

The Smiths Sözleri ve Gitarları

Yani tekrar Morrissey ve Marr karşınızda! Morrissey arkadaşıyla geçirdiği bir günün sonunda bile harika şiirler yazabilen bir şair. Ona neyin ilham vermesi gerektiğini çok iyi biliyor. Yarattığı derin boşluğa doldurduğu binlerce duygu ile karşımıza çıkıyor. Samimiyetin en güzel gitarlı hali diyebiliriz The Smiths için. Çünkü yıl 82-83 olsa bile günün buhranını içinizde hissediyorsunuz. Aşk, nefret, anarşizm, mutluluk, arkadaşlık ve öteki olmak… Tanıdık mı? Tek bir şarkı üzerinden Contentus için önemini, aynı zamanda da 25 yaş şarkısı üzerinden Morrissey’in nasıl bir şair olduğunu çözümleyeceğiz. Sonra da şarkıyı sunacağız ki Marr gitarlarını tanıyın. Ama en son güzel bir sürprizimiz olacak!

“Hava korkunç güneşli, Cemetry Kapıları’nda buluşalım mı?”

Aslında Morrissey’i  Türkçeye çevirmeye kalkarsak, Sezen Aksu’ya benzer noktalarla karşılaşıp, algımızı spatula ile klavyeden kazımamız gerekebilir. O yüzden daha yüzeysel bir açıklama ile yolumuza devam edeceğiz. Seçtiğimiz şarkı Cemetry Gates (Ki aslında Cemetery diye yazılır bu Morrissey’in hatalarından biri) Bir şairin bu tarz hatalar yapmaması gerekir diye düşünüyorsanız kimsenin umrunda olmadığını da bilmelisiniz. Morrissey uzun yürüyüşlerin kendine her zaman bir şeyler kattığına inanıyor. Şarkıda seslendiği, buluşmaya çağırdığı kişi ise kankası Linder Sterling. Görsel sanatlar üzerinde uzman, feminist ve müzisyen olan Linder Sterling’le Cemetry Gates’te buluştuğu günlerden biri için yazılmış bir şarkı. İçinde tüm romantik şairler var. Keats, Yeats, Oscar Wilde ve daha niceleri… Mezar, ölüm, arkadaşlık, romantizm, şiir, şair, yazarlık, şarkılar, insanlar yani her şey var tek bir şarkıda. Morrissey kendini de heccav olarak gösteriyor. Bunların hepsi iki dakika kırk saniyede gerçekleşiyor. Üzerine serpiştirilen Marr gitarları da insana hayatta en sevdiği arkadaşına koşup sarılma isteği uyandırıyor. İşin içinde “Yazmak” olunca Contentus da koşup sarılıyor elbette!

Bunların hepsini nereden mi biliyoruz? Elbette çağın en muhteşem içerik stratejisiyle yola çıkmış olan Genius.com’dan biliyoruz.

Yeryüzündeki tüm şarkıları tek bir yere doldurun ve her şarkının her sözünü açıklayın. Şarkıcı kime neden seslenmiş? Neyi kime benzetmiş? Şarkıyı hangi duygularla yazmış? Aklınıza gelebilecek tüm soruları bu dahi çocuğa, genius.com’a sorabilirsiniz. Biz ilk gördüğümüz zaman tansiyonumuz düştü. Son yılların en başarılı web sitesi dersek hata etmiş olmayız.

Fotoğrafa tıklayın, içinden çıkamayacaksınız. Şimdiye kadar dinlediğiniz tüm şarkıların sırrını öğrenmeye hazırlanın! (çay veya kahve artık hangisinden içiyorsanız suyunu koyun demiştik!)

genius