Beklemek mi, beklememek mi?

birsen tezer

İşte bütün meseleyi bulsak, sorun da kalmayacak. Sonbaharda herkes kendini “Hiçbir şey öğrenemedim” raddesine gelip, orta yaşa birkaç adım kala damar damar şarkılar yazan Lykke Li gibi hissetmeye başladıysa, bir şeyler oluyor demektir. Ya da hiçbir şey demek değildir. Sadece “Kışa hazır mısınız?” diye sormaktır. Bilemeyiz.

“Ne beklediğini bilerek – ama beklemeden- yaşayacaksın: En çok beklediğinin de, gelse bile bir gün, hiçbir zaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek
Yaşamın bir bekleme olacak – ama beklemeden yaşayacaksın.
Yaşamın, beklediğinin gelmemesi – ki, işte:
Senin de, gelmeyeceğini bildiğini beklemen olacak”

Oruç Aruoba bu lafları etmiş. Hemen öncesinde de “Tavşan Besleyene Kılavuz” yazmış. Yani Oruç Aruoba’ya beklemek pek yaramamış. Edebiyat dünyasında yaşayanlara yarayan şeyleri bulmak zaten çok zor… Tavşan beslediğine ve bunu bir uzmanlık olarak görüp, kılavuz yazdığına göre, çok beklemiş. Maddelerden biri; “Tavşan besleyen, tavşan yemez.” Gerisini siz düşünün.

Birsen Tezer de beklemiş. İstediği gibi bir iş, albüm ortaya çıkarana kadar hiç kimseyi dinlememiş. Önerilere kapatmış, yardımlara kapatmış kendini ve neredeyse 30 sene beklemiş. Sonunda ortaya çıkan eserleri, bütünüyle ele alırsak kesinlikle harika. Bekleyerek ortaya çıkardığı tüm bu güzellikleri tüketirken, eskitirken, Birsen Tezer’in beklerken neler yitirdiğini sorgulamıyor dinleyici. Yorgunluk insandan bir şeyler koparabilir ama Birsen Tezer şarkıları insanlar tarafından dinlendikçe, yorgunluğunu üzerinden atıyordur belki, dinleniyordur. Bilemeyiz.

Tüm paragrafları “Bilemeyiz” diyerek bitirmeyeceğiz. Bildiğimiz şeyler var. İçerik pazarlama konusunda çok şey biliyoruz, yazmak, anlatmak, dinlemek ve izlemek konusunda da bilgiliyiz. Bazı adımları atmadan önce beklemenin ne kadar önemli olduğunu da tecrübelerimiz dahilinde tutabiliriz.

Beklemek teknik olarak doğru zamanı bulmak yani zamanlamayı doğru yapmak. Yelkovanı da akrebi de alıp bir süre çatıya kaldırmak. Beklemek ve doğru zaman geldiğinde akrebi de yelkovanı da alıp yerine koymak. Hesapladığınız noktaya geldiklerinde işe başlamak; işte tüm mesele bu.

Oluşturduğunuz bir içerik stratejisinin, muazzam olması onun hemen takipçilerle buluşması gerektiği anlamına gelmez. Biraz benimsenmesi lazım… Sağdan soldan duyulan birkaç cümleyi harmanlayarak ve hiçbir veri biriktirmeden, beklemeden, algınızda oluşmasına izin dahi vermeden bir fikirle stratejiyi yayınlamak, daha sonra “Keşke biraz bekleseydim” demenize neden olacak.

Kimi şarkılar 10 yıl bekliyor, kimi sesler 30 yıl. Beklemek durmak anlamına gelmiyor. Sadece doğru zamanı bulmak, akrebi de yelkovanı da sevmeyi öğrenmek demek oluyor. Her şeyi birden anlatmak değil, gizemi bozmadan, çok konuşmadan çok şey vermek gibi oluyor. Başarı oluyor yani, başarı!