Editörlerin belli bir alan üzerinde uzmanlaşmaları vakidir. Eğitim editörleri vardır, sağlık editörleri vardır, teknoloji, siyaset vs. diye gider bu böyle. Aslında çok da insanca bir yaklaşımdır bu “bir konuda uzmanlaşma” durumu. Böylece konuya tam hakimiyet sağlanır, uzun ve derin araştırmalar, okumalar yapılır, kafa bulanmaz, dağılmaz. İyi olur. Türkiye’ye baktığınızda belli bir alanda uzmanlaşmış ve bu alanın dışında iş yapmayan editör sayısı bir elin parmağını geçmez. Geçemez zaten. Hiç kariyer sitelerindeki editör ilanlarına baktınız mı? Bir editörden HTML’den Photoshop’a kadar bir departman dolusu insanın yapacağı işi tek başına yapmasını isteyen yerler var! İstiyor ki hem yazılım hem grafik tasarım bilsin; hem proje yönetsin hem de metin yazsın. Nerede kaldı belli bir konu üzerine uzmanlaşmış editör aramak! Biz birçok farklı sektörden müşteriye hizmet veriyoruz. Toplantılara gidiyoruz; kendimizi, yaptığımız işleri ve çalışma biçimimizi anlatıyoruz. Bazen de şu soruyla karşılaşıyoruz “Peki, tamam da aranızda bu konuda uzmanlaşmış bir editör var mı?”
Bilmeden öğretebilmek
Aslında bu soru sorulabilecek en doğal soru müşteri tarafından bakıldığında. Yaptıkları işle ilgili o kadar detay var ve oradaki insanlar bu detaylar konusunda o kadar uzmanlaşmış ki bunları bilmeden bizim metinlerimizi nasıl yazacaksınız, içerik stratejimizi nasıl oluşturacaksınız diye soruyorlar haliyle. Biz de hemen şu örneği veriyoruz: Bizim seyahat acentesi müşterimiz de var, otogaz dönüşüm sistemi satan müşterimiz de. Hadi tamam içimizde bir gezi yazarımız var diyelim. Peki, otogaz dönüşüm sistemini ne yapacağız? Heh, işte o iş öyle olmuyor! Eğer bir içerik ajansında çalışıyorsanız karşınıza gelebilecek her türlü müşteriye, her türlü konuya hazırsınız demektir. Burada mesele o konuda uzman olmakta değil; o konu hakkında doğru araştırmaları yapabilecek, doğru verileri bir araya toplayabilecek, doğru kişilere ulaşarak onlara doğru soruları sorabilecek ve tüm bunları okunaklı bir metin haline getirebilecek yazı kabiliyetine sahip olmakta! Biz zaten metinlerimizi bu işin uzmanı olan kişiler için yazmıyoruz. Aksine, bu konuda genellikle bir şey bilmeyen ve öğrenmek isteyen insanlar için yani müşteriler için yazıyoruz. Olabildiğince basit, sade ve net olmalıyız. Bizim konunun uzmanı olmamamız aslında burada bir avantaja dönüşüyor. Öncelikle şunu iyi anlamak gerekiyor: Otogaz dönüşüm sistemini bilmekle, otogaz dönüşüm sistemi hakkında yazı yazabilmek birbirinden çok farklı iki uzmanlık alanıdır. Bazı şeyler vardır, onu bir başkasına öğretebilmek için mutlaka kendinizin de onu çok iyi biliyor olmanız gerekmez. Bisiklete binmeyi bilmeyen birisi çok rahat bir şekilde başka birine bisiklete binmeyi öğretebilir mesela. Bunu hiç düşündünüz mü?