Sesli Aramalar İçerikleri Nasıl Etkileyecek?

Google’ın sesli arama özelliği her geçen gün artan bir hızla hayatımızda yer edinmeye devam ediyor. Hızlı arama yapabilmemizi sağlayan “Google Voice” ile içeriklerin de büyük bir değişim göstermesi bekleniyor. Bu da demek oluyor ki bizlere “2018 model” içerikler gerekiyor. Peki, bu içerikler nasıl oluşturulacak? Nelere dikkat edilmesi gerekecek? Bu konuya geçmeden önce yazılı arama yapmakla konuşarak arama yapmak arasındaki farklılıklara bakalım:

2003 yılında “üstat” Walter J. Ong, “Orality and Literacy” adlı muhteşem eseri gerisinde bırakarak hayata gözlerini yumdu. Türkçeye Metis Yayınları tarafından “Sözlü ve Yazılı Kültür” adıyla kazandırılan eser, tartışmacı bir tarz ile insanın sözlü iletişimi ile yazılı iletişimi arasındaki temel farkları ele alıyor. İletişim sektörünün herhangi bir dalında hayatını idame ettiren herkesin okuması gereken bu kitap içerisinde önemli satır başları mevcut ama biz konumuza şekil veren sözlü kültür ile yazılı kültür arasındaki farklara değinelim.

Ong’a göre yazılı kültür daha formal yani biçimsel ya da kurallı olduğu için yapay, sözlü kültür ise kurallar hızla değişebildiği ya da zaman zaman kurallardan bağımsız olduğu için doğal bir süreç olarak öne çıkıyor. Yazılı kültür için “araç” gerekiyor ve bu nedenle formal yapıya sahip olması “doğal” bir sonuç halini alıyor. Temel olarak sözlü kültürü farklı kılan şeyler ise kuralsızlıklar, çeşitlilik ve beden dili gibi özellikler ama sesli aramalar ile bu özellikler ortadan kalkacakmış gibi görünüyor. Çünkü insan; kağıt, kalem ya da klavye yerine akıllı telefon aracılığı ile iletişim kuruyor. Yani sesli kültürden farklı olarak bir “araç” devreye giriyor. Bunun doğallığı etkileyip etkilemeyeceği konusunda tartışmalar devam ediyor. Yazı ile arama ve ses ile arama arasında ne gibi farklar oluşabilir? Bu konuya daha yakından bakalım.

Yazı ile Arama

Mobil aramaların gelişimi Steve Jobs’un yaptığı ve şimdiden efsanevi tanıtımlar arasında gösterilen iPhone tanıtımına kadar gidiyor. Google neredeyse yıllardır mobil arama hizmeti veriyor. Günümüzde ise yazımızın konusu olan sesli arama özelliği hızla yaygınlaşıyor. Google zaman zaman açıkladığı veriler ile sesli arama konusunda bizleri şaşırtmayı başarıyor. İlk dönemlerde yayınlanan verilerde yol tarifi gibi işlevsel aramaların; günümüzde ise “kombine” denilen yani birbiri ardına kelimelerin sıralandığı soru formlu aramaların yapıldığı görülüyor. Yani insanlar yazarak arama yaptığı zaman, yazılı kültürün özelliklerine uyacak şekilde “ucuz uçak bileti” gibi genellikle 3 kelimelik ve kurallı bir anahtar kelime aratıyor. Normal şartlarda içerik yazarları nasıl bir yol izler? Anahtar kelimeyi doğrudan metnin başlığına, metin açıklamasına ve metnin çeşitli yerlerine yerleştirir. Anahtar kelime ile arama yapıldığı zaman karşımıza aşağıda yer alan sonuç çıkıyor.

Ses ile Arama


Google, 2016 yılında yaptığı açıklama ile 2020 yılında yapılacak aramaların %50’sinin sesli olacağını söylemişti. Günümüzde sesli aramaların  yapılan tüm aramalar içerisinde ne kadarlık bir orana sahip olduğu ise bilinmiyor. İnsanlar konuşurken daha doğal davranıyor ve daha uzun, soru cümlelerine benzer cümleler kuruyor. Birçoklarına göre kullanıcılar bir şeyi nereden alacağı ya da nereden bulacağı ile ilgili kalıplarla sesli aramalarını bitiriyor. “Ok Google” komut özelliğinin açıklama kısmında yer alan örnekler incelendiği zaman, Google’ın da benzer çıkarımlar yaptığı gözlemleniyor.

Uçak örneği üzerinden devam edersek; yazılı olarak “ucuz uçak bileti” araması yapan kullanıcılar, sözlü arama yaptığı zaman ise “Ucuz uçak bileti nereden alınır?” gibi aramalar yapabilir. Peki, bu anahtar kelimenin şu an karşılığı var mı?

Google arama sonuçlarına baktığımız zaman; meta kısmında, başlıkta ya da içeriklerin içinde bu anahtar kelimeye yer verilmediği görülüyor ama yine de karşımıza anlamlı sonuçlar çıkıyor. Yani aslında bugün ürettiğimiz içerikler sesli aramalar ile uyumlu çalışıyor ama bir şart var. Üretilen içeriğin sesli aramaya cevap verebilmesi lazım. Yani içerik “iyi” olmalı ve kullanıcıyı doyurmalı.

Sesli Aramalara Uygun İçerikler Nasıl Olmalı?

Sesli aramaya yönelik içerikler, geçmişte hazırladığımız içerikler gibi okunabilir, anahtar kelime öbeklerine boğulmaktansa konunun özünün tüm detaylarıyla incelendiği, kullanıcının gerçekten istediği bilgilere sahip ve bunların da ötesinde rakiplerinden çok daha iyi olmalı. Yani, “2018 model içerikler” geçmişte Google’ın anlattığı iyi içerik kalıbına uymalı hatta artık bu kalıbı dahi aşacak kadar kuvvetli bir etkiye sahip olmalı. Yani yıllar önce söylendiği gibi içerik hala kral ama artık sadece iyi içerik kral olacak.

-Kısa Bir Not-

Yazının başında konuyu dağıtmamak için Ong ve yapıtı ile ilgili çok fazla bilgi vermedik. Ong’un birincil sözlü kültür ve ikincil sözlü kültür gibi farklı görüşlerini hem içerik yazarları hem de arama motoru optimizasyonu üzerine çalışanların gelecek yıllarda incelemek zorunda kalacağı aşikar. Şimdiden yol kat etmekte fayda var.