O yaratıcılık buraya gelecek!

“Altı yaşındayken aşçı olmak istedim, yedi yaşındayken Napolyon olmak isterdim.

Hırsım o günlerden beri artmaya devam ediyor.”

SALVADOR DALİ

OYaratıcılıkBurayaGelecek

Genel kanıya baktığımızda yaratıcılığın doğuştan gelen bir yetenek olduğu düşünülür ve bir anda “Doot!” sesi tüm odayı inletir. Tebrikler, genel kanıya onay verdiyseniz yanlış şıkkı seçtiniz demektir.

Yaratıcılık; hayatın her alanında işe yarar, sonradan öğrenilebilir ve belirli tekniklerle geliştirilebilir bir şeydir. Kimse Ursula Le Guin ya da Gustav Klimt olarak dünyaya gelmiyor; hiç bıkmadan çalışmanın, her zaman öğrenmeye açık olmanın ve kalıplara sıkışmamanın bir sonucu olarak o isimlere dönüşüyorlar.

Duygular Şelaleyse Yaratıcılık Çağlayan Olur

Yaratıcılığı sadece edebiyatla veya sanatla sınırlandırmayın. Örneğin pide bıçağını düşünün. Diğer bıçaklara oranla pide kesmeyi çok daha pratik bir hale getirir ve muhtemelen bir demir ustasının icadıdır. Telefonlarda santral ara birim olmadan iletişim kurabilmek, Strowger isimli bir cenaze levazımatçısının fikriydi çünkü rakibinin eşi telefon santralinde memureydi ve potansiyel müşterilere kocasını önererek haksız rekabet yaratıyordu. Peki, patates cipslerinin hikâyesini biliyor musunuz? 1853 yılında, kızarttığı patatesleri kalın bulan müşterisine çok kızan George Crum, patatesleri o kadar ince dilimledi ki cips kavramını ortaya çıkardı.  Fark edeceğiniz üzere, duygu yoğunluğuyla yaratıcılığın arasında kırılmaz bir bağ var. O yüzden aşırı duygulardan kaçınmayın; öfkenizi, üzüntünüzü, mutluluğunuzu, hayranlığınızı içinize atmayın. Onları doyasıya yaşayın, sadece tutkulu insanlar bir şeyler yaratabilirler.

Bazen Zihin Annesinin Evine Gider, Öyle Boş Boş Bakarsın

Yaratıcılığı geliştirme teknikleri başlı başına ayrı bir konu. Bu yazıda daha çok “Tıkandım.” diyerek başımızı ellerimizin arasına koyduğumuz zamanlarda neler yapılabileceğinden bahsedeceğiz. İlk başta ellerinizin arasından başınızı kaldırın, o masadan da kalkın, pencereden biraz dışarıya bakın. Neşeyle uçan kuşları, hafifçe salınan bulutları izleyin. Pencereniz karşı apartmana çok mu yakın? O zaman karşı binanın dış cephe kaplamasını inceleyin. Yani önce kafanızı bir boşaltın. Yeni fikirler üretememenin nedenlerinden biri, sürekli aynı bakış açısında kalmaktır. Farklı manzaralar, bilinç akışınıza yeni yönler verir.

Beyin Fırtınası İşe Yaramıyorsa Çık Bi’ Gez Dolaş

Beyin fırtınası, bilgi ve fikir alışverişi sağladığı için yaratıcılığı oldukça geliştiren bir aktivite ama her zaman değil. Bazen yeni fikirler üretmek için insanın bir başına kalması gerekir. Şimdi bunun yanına yararlı bir aktivite daha ekleyeceğiz: Yürümek.

Birçok bilim insanı ve sanatçı, kendilerini tıkanmış hissettiklerine tek başına yürüyüşe çıkar, onlarla yapılmış söyleşilerden bu kanıya varabiliyoruz. Ağaç yapraklarının hışırtıları, diğer insanların ifadeleri, yiyecek peşindeki kuşlar… Kısaca dışarıda devam eden hayat ilham verebilir, zihin labirentinde aranılan şeyi ortaya çıkartabilir.

Mekân Sıkıcıysa Yaratıcılığı Boşuna Arama, Gelmez

Google, Facebook gibi dünyanın en büyük şirketleri neden çalışanlarının sosyal hayatını ve iş yerinde eğlenmelerini bu kadar önemsiyor? Cevap basit, çevre ne kadar renkli ve heyecan vericiyse siz de o kadar yaratıcı oluyorsunuz. Çalıştığınız yerde, molalarınızı renklendirecek ve sosyal iletişim becerilerinizi geliştirecek masa oyunlarını her zaman bulundurun ya da imkânınız varsa portatif basket potası gibi sportif ekipmanlar alın.

Odaklanmayın, Dağılın

Belirli bir konuya odaklanma, o konu üzerinde çalışırken iyidir fakat yaratıcı bir şeyler üretmek için pek verimli bir teknik değildir. Neden mi? Şu yüzden: Kendinizi bir noktaya sıkıştırarak diğer tüm noktaları görmezden gelmiş oluyorsunuz. Zihninizi serbest bırakın ve gözünüzün önünden gelen düşünceleri izleyin. Rahatlık, yaratıcılığın en temel gereksinimlerinden biri, asla unutmayın.

Hakkında Hiçbir Fikrinizin Olmadığı Bir Kursa Başlayın

Dövüş sanatları, kod yazmayı öğrenme, dekorasyon… Konu fark etmiyor, zihinle beden arasındaki bağları güçlendiren ve hayata yeni bir perspektifle bakmayı öğreten aktiviteler yaratıcılığı besler. Tıkandığınız konuyu şimdilik boş verin, zihninizi yeni bilgilerle doldurun. Tıkandığınız konu için belki de tamamen farklı bir şekilde düşünme yapısına ihtiyacınız vardır.

Not Defteri Olmayan Kreatif, Pelerinsiz Süpermen’e Benzer

Zihin sürekli çalışır. Geçmişin anıları gözlerinizin önünden geçer, gelecek hayalleriniz bir duvarda 4:3 ekran olarak önünüzde belirir, aralarda da reklamları yani hayal gücümüzün yarattığı bağımsız düşünceleri görürüz. Nadiren de olsa, öyle bir düşünce belirir ki onun gibisini ne görmüşsünüzdür, ne de duymuşsunuzdur. Onları hemen not edin, asla ertelemeyin! Düşünceler çekingen varlıklardır, hızlıca bir yere not etmezseniz, geldikleri yere dönerler ve bir daha ortalıkta görünmezler.

Masanız Hayal Gücünüzü Çalıştırmalı

Kreatifin ekiplerin çalıştığı yerlerde birçok oyuncak ve figür görürsünüz Legolar ve oyun hamurları da gözünüze çarpabilir. Bunların hepsi, yaratıcılığın sıkılmaması için. Yaratıcılık bir çocuğa benzer ve çocukluğunu kaybetmiş yetişkinlerin yaratıcı yönleri körelir. Çocuk yönünüzü hiçbir zaman kaybetmeyin, oyuncaklarınızdan taviz vermeyin!

İlüstrasyon: Murat Kalkavan