“Koşan adam” Mirkelam’a, daha alternatif şeyleri okuyan, dinleyen, izleyen insanların mesafeli durduğu pop müziğine tam da o aranan farklı tavrı katmış yetenekli bir sanatçı olduğu için sevgilerimizi gönderiyor, şarkı sözlerindeki zeka pırıltısından kliplerindeki tavrına kadar ne de güzel olmuş dediğimiz Mirkelam halinin, içerik pazarlamasının dertlerine derman bulacağını düşünüyoruz.
Çocuksu, doğal ve naif
Bakın kaç yaşına geldi adam, hala o sıkıcı yetişkin tribine girmedi. Çünkü öyle biri değil. “Ne kadar ayıp, n’aptın Asuman? Kalbimi kırdın, yap bir pansuman” sözlerindeki ve o sözleri söylerkenki üzgün suratındaki tatlılık ve naiflik, Mirkelam’ın tüm albümlerinde, hareketlerinde, kliplerinde kendini gösteren bir tavır. Bilmiş bilmiş konuşan, kurumsal cümlelerle “Öf hadi haberler bitse de çizgi film başlasa” dedirten sıkıcı ve ciddi “yetişkin” tavrına sahip içeriklerin tam tersi bir duruş yani. Konu çocuksuluktan açılmışken şunu da belirtmekte fayda var: Çocuklar doğal ve hesapsız oldukları için muhteşemlerdir. Bazı markalar ya da içerikler diyelim, bazı dizilerdeki çocuk taklidi yapan çocuklar gibi yapay bir sempatikliğe bulaştıklarında iş çok kötü oluyor. Cıvık müdürüm af edersin.
Ajitasyondan uzak bir hüzün
Mirkelam öyle hoplayan zıplayan ya da koşan bir adamdan ibaret değil sadece. En eğlenceli şarkılarında bile bir hüzün, ama olayı ajitasyona çevirmeyen bir hüzün çıkabilir karşınıza. Ya da direkt damardan giren hüzünlü şarkıları insanı aşık olduğuna utandırmaz. İyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, iyisiyle kötüsüyle samimidir Mirkelam.
Neyse o, yani zeki ve yetenekli
“Elma Değil Ayva” şarkısının klibinin başında aslında kızların ve erkeklerin dans edip eğlendikleri bir klip çekeceklerini “Ama olmadı…” sözleriyle bitiren uyarı, Mirkelam’ın “Ay ben çok dobrayım” tabiriyle samimiliğin en yakınından bile geçmeyenler gibi değil, yaratıcı ve zeki bir şekilde samimi olduğunu gösterir. Yani çünkü zaten zeki ve yaratıcı kendisi. Pazarlama müdürlerinden içerik stratejisi yaratmasını bekleyen markalara duyurulur!
Öyle kötü işler gördük ki sizinle bunları konuşmasak olmazdı. Hangi yüzden her gece üzüldüğünüzü beraber tespit edip çözüm bulabiliriz. Yeri gelir, martıları sayarken hayal da kurarız. Neden olmasın?