1688 yılında İsviçreli Doktor Johannes Hoffner, nostaljinin şeytani bir sinirsel hastalık olduğunu söylemiş. Neyse ki daha sonraları hem bilim hem sanat hem de en önemlisi başarılı reklamlar, nostaljinin şeytani bir hastalık yerine hayatı yaşanılır kılan birkaç şeyden biri olduğunu kanıtladı da kırklara karışmaktan kurtulduk.
Nostaljinin tüyleri diken diken eden etkisini her perşembe Instagram’da yapılan Throw Back Thursday paylaşımlarıyla görmek çok kolay. Fakat daha da derine inerek nostaljiyi doğru kullanmanın getirilerinden ve en iyi örneklerinden bahsedeceğiz. Geçmişi bugüne getirme ve bu stratejiyle başarılı olma fırsatıyla ilgili söyleyeceklerimiz var. Herkes yerini alsın!
Eski her şeyi unutturur ve her şeyi hatırlatır
Reklam ve pazarlamada kullanılan nostaljik detayların, kapitalist sistemin ortaya çıkardığı sorunların görünürlüğünü azaltan bir etkisi var. Yani, manipülatif bir başarı getiriyor. İnsanlara sorunlarını unutturduğu gibi, eskiyi çok canlı bir şekilde yaşatmayı başarıyor. Anılar konuşulmaya başlanıyor. Aynı masada iki kişinin sadece kendini anlatması ve karşısındakinin susmasını umması var ya, işte o bitiyor. İnsanlar birbirlerini dinleyerek konuşmaya başlıyor.
2014 yılı gelecekte nostaljinin yılı olarak anılacak. Çünkü ilk olarak RadioShack 80’ler kahramanlarını bir araya getirdiği reklamıyla biraz sektörü yerinden salladı. Hem kısa olan hem de insanları çok hızlı bir şekilde eskilere götüren bu reklamı şuraya bırakalım. Ama reklama kapılıp yazının devamını kaçırmayın. Çok acayip şeyler olacak.
Türkiye’de ise 2015’in başında anılar yükselişe geçti. Günümüzde en çok para harcayan, teknolojiyi hayatına dahil eden ve yeniliklere açık olan Y kuşağı, bu içeriklerle kendini tekrar ışıklı ayakkabıların üzerinde hissetti.
Onedio’ya uğradık ve böyle bir örnek aldık:
Söyleyecek ilginç şeylerimiz var
Stranger Things, Pokemon, Hayalet Avcıları, Mad Max Fury Road (fakat o neydi ya?), Star Wars, Geleceğe Dönüş, yeni Harry Potter kitabı, Gilmore Girls’ün hayatına devam etmesi, Friends’in Netflix’te yayınlanması, Beterböcek 2 çekilecek dedikoduları, Fedon, Alo’lu Zeki Müren reklamı ve Harun Kolçak!
Tamam, Harun Kolçak’ı gaza geldiğimiz için andık ama diğer tüm saydıklarımız sanki son hızla geçmişe yolculuk yapmışız gibi hissettirdi. Çünkü Y kuşağında işe yarıyor!
Y Kuşağı mı, Çernobil mağdurları mı?
Eğer aynı sıralarda oturduğunuz insanlarla birbirinden bin ışık yılı uzaklıkta hayatlar yaşıyorsanız Y kuşağındansınız demektir. Türkiye’de Y kuşağı çok keskin bir şekilde ikiye ayrıldı. Hem de hayallerinin peşinden gidenler ve sınavdan aldığı puanın peşinde telef olanlar olarak. Y kuşağı insanları sevilir çünkü burada büyüsün diye kenara bırakılan ve kendi halinde dünyayı keşfeden çocuklar var. Hayatta yapmayı sevdikleri, ilgilendikleri, öğrendikleri her şeyi isteyerek yaptılar. Hayat onları sert şekilde zorlayana kadar. Daha sonra da şanslılar ve şanssızlar olarak ikiye ayrıldılar. Hedef kitleniz Y kuşağı ise onlara iyi, renkli ve güzel günleri hatırlatmanız gerekiyor. “Keşke böyle yapmasaydım” veya “İyi ki böyle yapmışım” dedirtmek temel meseleniz olmalı.
Nostalji neden Y kuşağında işe yarıyor?
Google’a 90’lar yazıp, görsellerde arattığınız zaman neden işe yaradığını anlayabilirsiniz. Çünkü gözleriniz dolacak. İnsanların retro gaming diye akım başlattığını biliyor musunuz? Eve kapanıp 1999, 2000 yılında çıkan oyunları oynuyor, çılgınlar gibi geçmişi anıyorlar.
Nostalji ve duygusal bağ
Müşterilerle duygusal bağ kurmanın anahtarı olarak nostaljiyi ele aldığınız zaman, dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, onlara eskiyi hatırlatırken yepyeni şeyler sunmaktır. Retro paylaşımlar ve içerikler pazarlamanızı mutlaka hareketlendirir fakat satışta bir artış bekliyorsanız ürün ve kampanyalarınızı retro pazarlama ile bağlamanız gerekiyor. Yani hem çağdaş hem de sürekli “Nerede o eski X’ler” diyen dede olmanız lazım.
Biz gidip Truman Show izleyeceğiz ve nostalji yapacağız. Çünkü biz biraz hassas ve üzgün insanlarız. Kendinize iyi bakın.
