İçeriğiniz nasıl olsun? Uzun mu isterdiniz, kısa mı? Muhtemelen bu soruya duyduklarınız doğrultusunda “Aman 1.000 kelimeden fazla olsun.” ya da “Uzun içerik okuyucunun ilgisini çekmiyor, kısa olsun.” gibi yanıtlar verebilirsiniz. Peki, duyduklarınızın gerçekten doğruyu yansıttığına emin misiniz? Şehir efsanesine dönüşmüş bu konuyu aydınlığa kavuşturmak için bu yazımızda; ideal blog yazısı uzunluğu ne olmalı, uzun içerik üst sıralarda yer almanız için yeterli mi gibi soruların cevaplarını anlatacağız.
Uzun İçerik Sen Nelere Kadirsin!
Açıkça söyleyelim, çünkü verilere göre bizce Google da bağırıyor: GOOGLE, UZUN İÇERİĞİ SEVİYOR! Dünyanın en çok kullanılan arama motoru Google’ın ilk sayfasında genellikle 2.000 kelimeden uzun içerikler yer alıyor. Bunu serpIQ’nun şu verilerine dayanarak söylüyoruz:
İçerik pazarlamasında uzun içerikleri seven sadece Google değil, okuyucular da uzun içeriklere karşı daha sıcak. Okuyucuların sosyal medyada paylaştıkları içeriklerin çoğu 3.000 kelime üzerindeki içeriklerden oluşuyor. Bu çıkarıma da BuzzSumo’nun yaptığı araştırma sonucunda ulaşıyoruz:
Peki, bu veriler “Makalelerimi yazarken kelime sayısına önem vereyim, gerisi mühim değil.” anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır! Kaliteli içerik pazarlaması eşittir blog kelime sayısı değil; bundan çok daha fazlası.
Uzun İçerik Tek Başına Bir Süper Kahraman mı?
Evet, uzun içerik Google tarafından çok seviliyor. Uzun içerik yazmanın cilde bir yararı dokunmasa da arama motorlarında üst sıralara çıkmanızda katkısı büyük. Fakat bu noktada Serdar Ortaç’ın kelimelere döküp Sibel Can’ın sesiyle can verdiği esere ufak bir ekleme yapmak isteriz: Bu devirde hiçbir şey tek başına şah değil, padişah değil! Tabii bir de şunu söylemekte fayda var: Her konunun bir popisi var.
Demek istediğimizi şöyle de özetleyebiliriz:
- Sadece uzun içerik yazmak arama motorlarında ilk sayfadan inmeyen, kaliteli bir içerik oluşturduğunuz anlamına gelmez. Dikkat etmeniz gereken noktaları es geçmemelisiniz.
- İçeriğin kelime sayısı, anlattığınız konuya göre değişiklik gösterebilir. Diğer bir deyişle “SEO uyumlu makale kaç kelime olmalı?” sorusunun net bir cevabı aslında yok. Ama elimizde bazı istatistikler var, aktaracağız.
Uzun Kısa Fark Etmez, Bu Kriterleri Önemsemeyeni Google ve Okuyucu Affetmez
SEO uyumlu makale yazarken elbette ilk adımda başlık oluşturmak var. Oluşturduğunuz başlığın, Google’ın sevdiği cinsten yani uzun yazılardan biri olmak için elverişli olduğunu düşünüyorsunuz… Yaklaşık 1.500 kelimelik bir içerik oluşturdunuz diyelim. Peki, bu içeriği aşağıdaki kriterler doğrultusunda mı oluşturdunuz? Mühim olan bu!
- Hedef Kitlenizin Ne Aradığının Farkında mısınız?
İçerik pazarlama dünyasının içinde olmak, bazı durumlarda empati kurmak yerine bir hedefe odaklanmanıza (tabii ki arama motorlarının güzide içeriğini yazmak, hep tıklanmak, bol tıklanmak) neden olabilir. Bu ise tüketicinin aradığı cevaptan katbekat uzaklaşmanıza sebebiyet verebilir.
Evinizdeki su borusu sızdırıyor diyelim, panik nedeniyle ne yapmanız gerektiği aklınıza gelmiyor. Yanınızdan hiç ayırmadığınız telefonunuza bir çözüm sunması için sarılıyor ve arama motorundan yardım istiyorsunuz. Bu durumda size vanayı kapatmanızı söyleyen, hemen çözüm sunan bir yazı mı görmek istersiniz, yoksa evinize suyun nasıl geldiğini anlatan blog yazıları içerisinde yüzmek mi? Cevabı biliyorsunuz.
Ayrıca hedef kitlenizin zamanının da önemli olduğunu unutmamalısınız. Uzun içerik oluşturma amacıyla, içeriğinizden bağımsız detaylara yer veriyor olabilirsiniz. Fakat bilgi karmaşasının, içeriğinizde olmaması gereken detaylardan doğan kelime kalabalığının hedef kitlenizin zamanını çaldığını unutmamalısınız. Bu ayrıca, markanıza karşı oluşabilecek olumsuz görüşlere sebep olabilir.
Yazdığınız içerikte okuyucu hangi detaylara ulaşmak istiyor? Kendinizi onun yerine koyun ve içeriğinizi bu doğrultuda oluşturun.
- Sadece Kelimeler Yeterli mi?
Google, renkliliği seviyor; bunu anlamak için bırakın verileri, logosuna bakmak bile yeter! (Şaka şaka, verileri seviyoruz.) Yani demek istediğimiz sadece SEO uyumlu makale yazmak yeterli değil; bu yazıyı desteklemek de gerekiyor. Fotoğraflar, infografikler, videolar ise içeriğinizi çekici hale getirmenin ve arama motorlarında üst sıralara çıkmanızı kolaylaştırmanın yollarından. Yine BuzzSumo’nun yaptığı araştırmaya göre, görselli içeriklerin paylaşılma oranı daha yüksek.
Bazı durumlarda içeriğinizin kalitesini yükseltebilecek yardımcı ögelerin yanı sıra SEO uyumlu makalenin nasıl oluşturulduğu da önemli. Evet, içeriklerin de kendi aralarında gruplandırıldıklarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çünkü bu da hedef kitle ile etkileşim sağlamak için önemli. BuzzSumo verilerle yine her şeyi kanıtlıyor:
- Yazım Kurallarına Uygun mu?
İşte, bu kriter yüzümüzde tatlı bir tebessümün oluşmasına neden oluyor. Biraz bencilce ama n’apalım meslek hastalığı… Çoğu blog’u okurken yapılan yazım yanlışları nedeniyle kafamızı duvarlara vurmaktan yorulduk. 🙁
Google, tam bir lisansever külyutmaz! Yani yapılan yazım hatalarını da değerlendiriyor canımız, Google’ımız. Tabii her dilde İngilizce kadar başarılı değil ama gelecek günlerde Türkçe içeriklerde de bu konuda sıkı bir tutum sergilemeyeceğini kim söyleyebilir ki?
Bu arada, bu konu sadece Google için değil müşteriler için de önemli. Bakınız bir Global Lingo araştırması verisi: Müşterisi olduğu markanın web sitesinde, yazım ya da imlâ yanlışı olması halinde ürün ya da hizmet almayacaklarını söyleyenlerin oranı %59!
Son olarak, “Ben de bu blog’da deneyimlerimi paylaşıyorum ama yazım hatam gırla ihihihih :)))” diyen influencer blogger’lara gelecek günlerde yararlanmaları için kitap önerisinde bulunabiliriz. Özelden yazışalım. <3
- Site İçi ve Site Dışı Yönlendirmeler Var mı?
Yazınızda verdiğiniz site içi ve site dışı linklerin de arama motorlarında üst sıralara çıkmanızda katkısı var, biliyorsunuz. Buna artı olarak elbette başka sitelerin, sizin web sitenize ya da bir içeriğinize yönlendirmesi de size puan kazandırıyor. Hubspot’un bir araştırmasına göre ise uzun içerikler, başka sitelerden daha fazla link ile yönlendirme alabiliyor.
Şu Soruyu Sorduğunuzu Duyabiliyoruz: Her İçerik Uzun mu Olmalı?
Yazımızın başında dediğimiz gibi, her şeyin bir popisi var. Evet, uzun içerik bir avantaj ama bu her konuda uzun uzun yazmalısınız anlamına gelmiyor. Burada, hangi konu hakkında yazdığınız ve hedef kitlenizin ne aradığı da önemli. Örneğin sağlık konusunda, bir hastalık hakkında içerik okumak isteyen okuyucu detaylı bilgi ister. Fakat bunu gelinlik modeli inceleyen biri için söyleyemeyiz; o okumaktan çok görmek ister. Diğer bir deyişle içeriğin zenginliğini kelime ile değil görsel ile sağlamak gerekir. Tabii ki kelimenin az, görselin bol olduğu içeriklerde de SEO optimizasyonu önemli. Örneğin görsellerin alt etiketi, meta açıklamasının yönlendirici olması, hatta satın almaya yönlendirici linklerin verilmesi gibi olmazsa olmaz şeyler hedefinize ulaşmanızı sağlayabilir.
Son Sözü Söyleyip Gidiyoruz (Yazmaya)
Uzun lafın kısası; Google’ın amacı kullanıcılara kaliteli içerik sunmak! Tüm içeriklerinizi bu doğrultuda, bahsettiğimiz noktaları göz önünde bulundurarak oluşturmalısınız. Ayrıca içeriklerinizi belirli aralıklarla yeni bilgilerle güncellemek de olmazsa olmaz.
Başka bir yazıda buluşmak üzere, teşekkürler Türkiye!