“Her yazar bir gün tıkanıklığı tadacaktır” mottosu ile hayatımızı alt üst eden yazar tıkanması (writer’s block) durumu, bir sağlık problemi, travma vs. olmadan yaşanabilen, aniden yazamama durumu olarak biliniyor.
Şakası Yok!
Tarihte birçok örneği olan bu durum yazarın yazacak konu bulamaması, adeta kuruyup kalması şeklinde düşünülebilir. Normal koşullarda 3 hafta gibi bir sürede üstesinden gelinebilecek bu hadisenin, bazı yazarlar tarafından yıllarca atlatılamadığı, hatta Ukraynalı yazar Henry Roth’un ancak 60 yıllık bir mola ile toparlayıp yeniden yazmaya başladığı biliniyor.
Bu Paragraf Patronlarıma!
Yazar tıkanması durumu elbette sadece ünlü yazarların başına gelmiyor. Sürekli bir şeyler hakkında yazması ve kendini güncellemesi gereken blogger’lar, içerik/ metin yazarları da zaman zaman bu tıkanıklığı yaşayabiliyor. Bu yüzden arada işleri geç teslim ederlerse falan, tıkanmış olabilirler. Yani, çok şey yapmayın, aklınızda bulunsun diye şuraya iliştirelim.
O Masadan Bi’ Kalkın!
Önce masadan kalkın ve yazamadığınız fikrinden uzaklaşmaya bakın. Açık havada yürüyüş iyi gelebilir ama yürüdüğünüz süre boyunca tüm telefon rehberini elden geçirmeyin, biraz yalnız kalın. “Neden yapamıyorum?” konusunda odaklanmak sorunu çözmenin aksine daha da çaresiz hissettirebilir. Doğru soru: “Nasıl yapabilirim?”
Bir Rutin Belirleyin
Mason Currey’nin “Günlük Ritüeller” kitabında bahsi geçen önemli şahsiyetlerin günlük rutinlerine baktığımızda görüyoruz ki, genelde hepsi belli saatlerde masa başında oluyor. Burası önemli! Kendinizi bazen bir şeylere zorlamadığınızda alışkanlık kazanamıyorsunuz. Belli bir davranışı alışkanlığa dönüştürmek için bunu belli bir döngü ile sıkça tekrarlamak gerekiyor. Bu noktada ne yazdığınızın bir önemi yok. Yeter ki alışkanlık haline getirebilin.
Daha Önce Girmediğiniz Bir Sokağa Girin!
“Ne alaka?” diyebilirsiniz ama beyni arada bir şaşırtmak gerekiyor. Bilmediğiniz sokağa girmek bir örnek. Maksat daha önce denemediğiniz bir şey denemek. Rutini bozmak, yeni bilgiler edinmenizi ve biraz problemden uzaklaşmanızı sağlayacaktır.
İlham Veren Aktiviteler Yapın
Belki birçok kişinin ilk kez duyduğu bu durum hakkında aslında birçok film yapılmış ya da film içinde bahsi geçmiş diyelim. Eskilerden Barton Fink, yenilerden Limitless (Limit Yok) iyi birer örnek olabilir. Bu arada Stanley Kubrick’in başyapıtlarından The Shining’de (Cinnet) Jack Nicholson’ın hayat verdiği Jack Torrance’ın da yazar tıkanıklığına yakalandıktan sonra ailesiyle boş bir otele kapanıp, önüne geleni doğramak istediğini hatırlatalım. Sorunun şakası yok yani!