Çok güzel bir şey yapmışlar. 1 basketbol topunun 24 farklı film içinde sıçrayarak muhteşem bir kurgu ve büyük emekle kısa film haline getirildiği “87 Bounces”tan bahsediyoruz. Videoda çantasından çıkardığı basketbol topunu alıp sahaya giden ve birkaç sektirmeden sonra Freddie Mercury tipli bir arkadaşın iyi ki de potaya atamadığı topun 24 farklı film sahnesinin içinden şahane bir kurguyla zıplayıp durmasını hayranlıkla izliyoruz. Top, potayı geçip Martin Scorsese’nin Goodfellas filmindeki Henry’nin bahçesine düşüyor ilk olarak. Sonra da Big Lebowski, Spider Man, Superman, Man in Black gibi filmlerin sahneleri arasında dolaşıp duruyor. Önce video’yu izleyip hayran kalın, sonra da devam edelim.
Film listesinin video’nun sonunda yer aldığı kısa filmin imzası Fransız tasarım firması HOTU’ya ait. Bu da böyle bir bilgi. Bu tür kurgular farklı hikayeler arasında ördüğü ağlarla yepyeni bir hikaye anlatma tarzını doğurmuş oluyor. Örneğin parça-bütün ilişkisinin her seferinde yeniden kurgulandığı bu kısa filmde, bambaşka hikayeleri olan filmlerin süreklilik sağlayacak şekilde yeni bir hikaye yaratması, içerik oluştururken de kullanılabilecek bir atlama ve zıplama kafası olarak kullanılabilir. Kendi içinde farklı hikayeleri olan filmlerin kolaj mantığı ile anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde yeni bir hikaye yaratması gayet yaratıcı ve zıpçıktı bir fikir çünkü.
Bu kısa filmi izlerken aklımıza Mayıs ayında Salt Beyoğlu’nda izleyiciye aynı tatta bir deneyim sunan “The Clock” sergisi geldi. Sanatçı Christian Marclay’in sinema tarihinden zamanın akışına vurgu yapan 2010 tarihli, “The Clock” isimli işi; pek çok filmde yer alan farklı zaman dilimlerini gösteren kol saati, çalar saat, guguklu saat gibi öğeleri 24 saatlik gerçek zamanlı bir kurgu ile bir araya getirmesi ile de aynı mantığa sahip. Farklı film kesitleriyle gösterilen farklı zaman dilimlerinin kronolojik bir sırayla 24 saati tamamlaması, yine hikayeler arası yolculukla yeni ve başlı başına yeni bir hikaye yaratıyordu bir bakıma. Sergiye gitmeyen ve mevzuyu bilmeyenlerin “O nasıl bir şeydi öyle?” sorusunun cevabının 3.32 dakikalık özeti de şurada:
Atladığınız bir noktadan ulaştığınız yerin ünlem etkisi yaratacak denli etkileyici olmasının pek çok yolu var yani. Kolajlı kurgular da bunlar arasında en etkileyici manzaraya sahip yollardan biri. “Bazen anlattığınız hikayeyi anlatma şekliniz hikayenin kendisi olur.” diyerek bu yazıda acaba kaç tane “hikaye” kelimesini kullandığımızı merak ediyoruz. İşte bu da başka bir “hikaye”!