Mizah Her İçeriğin Helali midir? Gururuyla Çekip Gitmeli midir?

Spotify mı Apple Music mi?

iPhone mu Android mi?

Mercedes mi BMW’mi?

Soğanlı menemen mi soğansız menemen mi?

Az önce bir espri okudunuz. Hem de kısa bir süre önce gündemde olan bir konu hakkında. Yani gündem esprisi.  Eğer bir sitcom olsaydık buraya bir kahkaha efekti yerleştirirdik ve siz muhtemelen ekranın başında mimik kıpırdatmadan okumaya devam ederdiniz. Okumaya devam etmeme ihtimaliniz de var ki bu bizi üzecek kadar gerçekçi bir senaryo olur. Olsun, risk aldık.

Mizaha Giriş

Mizah, iletişim için her zaman güçlü bir araçtır. Son yıllarda giderek daha fazla markanın mizahı pazarlamaya kattığını fark etmişisiniz hatta çokça gülmüşsünüzdür. Mesela, Cem Yılmaz’ın Telsim reklamlarını hatırladıkça hala gülüyoruz. Telsim mi kaldı? Hayır. Ama mizah hiç ölmedi. Sonrasında birçok markanın tanıtımlarında kullandığı sloganlar, jingle’lar, diyaloglar dilimize pelesenk oldu. Linkler arkadaşlara gönderildi, sosyal medya hesaplarında paylaşıldı, altına yorumlar yorumlar… Bir marka daha ne isterdi?

Peki, markaların bu cesur eğilimi nereden geliyor? Hiç düşünmeden şunu söyleyelim: Mizah satıyor. Çoğu durumda kitleyi güldürmek, markaya duyulan sempatiyi ve özgünlük algısını arttırıyor. Müşteri bu sayede markanın ürününü belki de gülümseyerek satın alıyor, markayı kendinden biri gibi görüyor. Bu pazarlama algısı Türkiye’de çok hızlı tırmansa da aslında bu tüm dünya için geçerli. Nielsen’in yaptığı araştırmaya göre mizah, batı pazarlarında daha güçlü. Ankete katılan Avrupa ve Kuzey Amerika kitlesine göre, % 51 ve% 50 oranlarıyla en çekici mesaj türü kesinlikle mizah.

Başarılı mizahın işlediği reklam filmlerinden sonra sosyal mecralarda markalar en ekonomik yoldan mizah ile kitlesinin kalbini çalmaya devam etti. Şimdi tablo bu kadar güzelken, e hazır biz de gülüyorken, bizim derdimiz ne?

Fakat Siz Gülmüyorsunuz

via GIPHY

Dijital içerik pazarlaması alanında bir üreticisiyseniz ve markanız güldürmek konusunda çok ısrarcıysa ona şunu söylemelisiniz: “Sempatiklikle iticilik arasında ince bir çizgi, güldürebilmekle profesyonel duruş arasında muazzam bir denge vardır.” Bunu söyledikten sonra işi alamama ihtimaliniz çok büyük, siz bu kadar net söylemeseniz de olur. Mizahın varlığı ya da seviyesi, markanın duruşu, hizmet veya ürün çeşidine göre değişebileceğini unutmamanız yeterli. Bir kitleyi güldüren şey diğer kitleyi irite edebilir. Herkesi memnun etmekle ilgili endişelenmenize gerek yok, ancak yapılacak doğru mizahı içeriğe oturtmak şart.

Belki de Hedef Kitlenin Gülesi Yoktur?

Kelime oyunları çoğu zaman işe yarar. Fakat bu her sektör için geçerli değildir. Kırmızı çizgilerde hizmet veren (sağlık, yatırım, iş güvenliği vb.) sektörlerde daha ciddi konular ele alınır ve kitle, gülmek yerine gerçekten bilgiye ihtiyaç duyar. Bu kitle duygusaldır ve mizahı saldırganlık olarak algılayabilir. Lafı dolandırmadan, kelime oyunlarına girmeden yani ovalamadan durulamadan mükemmel temizliğe ulaşmanız daha akıllıca olacak.

A Segmente Mizah Değil Portakal Suyu Lazım!

via GIPHY

Her şey demografi ile başlar. Niş bir markanın iletişimi genelde mizaha açık olmaz. Eğer bir mizah hamlesi gerekiyorsa bu, kapalı bir nükte anlayışıyla yapılır, tek bakışta anlaşılmaz. A segment bir otel, bir otomobil markası veya restoransanız bu insanlar sizden sempati değil, yırtıcı bir etki bekleyecek. Bu kitleyle kaynaşmadan, ürün veya hizmetinizin gücünü, farkını en etkili yoldan anlatmak için mizah çok doğru bir yol olmayabilir.

Kalpler Kırılmasın

Mizah özneldir. Bunun için insanları kıracak noktaları tespit edip bu noktalardan olabildiğince uzaklara gidin. Yani bir kitleyi güldürüp diğer kitleyi heder etmeye hiç gerek yok. Birilerinin üzerinden güldüğünü fark eden kitleniz bunu fark ettiğinde sizden nefret edebilir. Reklamın iyisi kötüsü olmaz cesaretiyle mizah yapmak, sizi internet lincine kadar sürükleyebilir.

İlla Espri Yapacağım Diyen Kreatifler:

Hedef kitle gençse konumuz süper ciddili değilse, onların dudak kenarında minik bir tebessüm bırakabilirsiniz. Unutmayın kahkaha attırmak bazen imkânsız, çoğu zaman tehlikelidir.

Küçük, henüz isim yapmamış bir şirketseniz kendi endüstrinizin üst kademesine kadar ulaşabilecek mizah anlayışıyla sempati kazanabilirsiniz. Öncelikle tam olarak kime ulaşmak istediğinizi bilmeniz ve ardından içeriğinizi markanızın etrafında hizalamanız gerekir.

Açıklanmaya ihtiyaç duyulan espri hemen etkisini kaybeder. Mizahın karmaşık bir hal alması, işaretleri kaçırma ihtimalini yükseltir. Olabildiğince basit anlatın.

İnsanları kırmayın.

Markanın yıllarca oluşturduğu çizgiye ters düşmeyin.

Mizah ve ürünü birlikte düşünün.

Her içerikte kahkaha tufanı beklemeyin.

Yaptığınız şeye önce kendiniz sempati duyun.

Bizim ofise baklava gönderin.

Sevgiyle.